Cuma, Şubat 01, 2013

Hayat-doğuran hayattır*


 Hayat-etkinliklerinde rolümüz ne?sorusunu okuduğum an tabii ki ilk aklıma gelen  Karl Marx oldu(pek tabii ki)
Şöyle demiş:
 “İnsanı doğadan ve kendinden, kendi etkin işlevlerinden, kendi hayat etkinliğinden yabancılaştırırken, yabancılaşmış emek, türü insana yabancılaştırır. Türün hayatını, birey hayatının bir aracına çevirir. İlkin türün hayatıyla bireyin hayatını yabancılaştırır. Sonra da soyut şekliyle bireyin hayatını, gene soyut ve yabancılaşmış şekliyle türün hayatının amacı yapar. Çünkü bir kere emek, hayat-etkinliği, üretici hayat kendisi, insana sadece bir gereksemeyi doyurmanın, fiziksel varoluşu sürdürme gereksinmesini doyurmanın aracı gibi görünmektedir. Oysa üretici hayat türün hayatıdır. Hayat-doğuran hayattır. Türün bütün özelliği –türsel özelliği- hayat etkinliğinin özelliğinde bulunmaktadır; özgür bilinçli etkinlik insanın türsel özelliğidir. Hayat sadece yaşama aracı olarak görünmektedir.” - 1844 Ekonomik ve Felsefi Elyazmaları. Karl Marx



Günün lö müzikası,günün güzeli:

Perşembe, Ocak 31, 2013

mekikten gelen iplikle bir ilmik meydana getirir*



Niyahhh,en yeni bebelere kök söktürürler.Yemin ederim, tam arzu nesnesi konumundalar.İnsanların artık> ilgi duyup,sahiplenme ve bakımlarını yaptıklarını görünce mesud oluyorum.Böylece daha çok insan görüyor bu sanat eserlerini.

Elias Howe ...seni sevmeyen ne olsun.
mevzuya gerçeküstü bi yaklaşım.

Ooo boy,hadi misafirlere cicilerini göster*


Bak, hayat garip bi şiiiy.
Böyleyken birden bi mucize olup kapı çalabilir.Saadet beliriverir ve 'hu huuu baby' diye Usher'a bağlayabilirsiniz yine.
Long Clothing için deliriyorum ben.Her renk tayt ,her desen tayt ve siyah tayt türlerinin hepsini çok tüketen biri olduğum için long clothing t-shirtleri beni tam fixliyor.Siyah beresinin ise tam bir fanıyım.Markanın ilk çıkış anından bu noktaya gelişine kadar yanındaydım diyebilirim.Tasarımcısı inanılmaz yaratıcı bi çocuk,sadece tshirt baskısıyla başlanan iş şimdi günden güne yenilenip büyüyor.Rihanna kliplerinde kullanmaya başladığı andan itibaren Usa saflarında tanınmaya başlandı.Tokyo ise markayı acayip benimsedi ve sadece bu yüzden tasarımcısı Londra'dan çok Tokyo'da olmak zorunda kalıyor.
Hayal gücünün yetenekle birleşimi ve siyah-beyaz yaratılan zevkli bir dünya.Bu ışığı ve adımları seviyorum ben!

enjoy&listen:

Balmorhea-Artifact


mininot:Şimdi bu mevzuyuuu kaynak gösterilmeden bir Türk dergisinde görecez.Bloglardan konu araklamak en kolay yol di mi?

Çarşamba, Ocak 30, 2013

Double reverse spin ve tekrar maystıroo*


Birazdan tüm sihirli değnekler bıngıldağıma dokunacak.Ziad Ghanem'in candy darlinglerinden  çiçekli darling üzerime usulca gelip,cuk diye oturacak.Aaron Taylor-Johnson'la dans etmeyi düşünmediğim için muhtemelen kendi jönüm hazır nazır bekliyor olacak.

Ne var yani> period-time duygusallık saçmalıkları kontenjan hakkını abartamaz mıyız?Her ay kişilik bölünmesi yaşayan prensesler ,çiçekler miçekler işte.2 kutu ekler mi yiyim yani ,onu mu istiyonuz?Yerim yani iki kutu ekleri,kutu kenarına yapışan kremaları işaret parmağımla sıyırır, kesmezse kutuları bile yerim.
Böyle prenses olmaz olsun ya!

Bu kez slowlu dans edecem,çekilin,maestro:
Lars Danielsson-Liberetto

aval aval bakınma hakları konfederasyonu*



3 saat otur incele,3 kahve iç ve kendini evinin salonunda falan hisset.Kimseyle gözgöze bile gelmiyorsun,sanırım büyük sıcaklık bu;kimseyle durmadan gözgöze gelmek zorunda kalmamak.''Neye bakmıştınız,yardımcı olalım'' sorusunu duymamak ve ''yok,şey,ben sadece bakıyordum,sağol'' cevabını vermemek orayı anında cennetten bir köşeye dönüştürüyor.Garfield gibi hipnotize bakınma hakkını bize tanıyan mekanları we lav!

Mevzu ciddi beyler.İftaharla özetliyorum.

Plak arkalarını okurken ve kitap incelerken;kaşların okuyuş pozisyonunu alışı,sıfata has ciddiyet ifadesinin boyun hareketleriyle desteklenmesi,ayaküstü oluşan o zaman durmalarını seviyor ve destekliyorum.İşte bu güzel anlarda, durmadan çalışanlar ve dükkan sahibi tarafından bölünmeleri  pek haz etmiyorum.Toparlanmamı sağlayan ve kaşlarıma çekidüzen verdirten bu tür atakları sevmiyorum lakin 'dükkan transı' diye bi şey var(bu müşterinin en anayasal hakkı).Neden bilmiyorum, bi şeye konsantre olmuşken o trans ifademinin kaybolması demek bi nevi elimdeki nesneden uzaklaşmam demek oluveriyor-valla bak-.O salak ifade ciddiyeti benim hakkım.Bi şey incelerken ki suratımda meydana gelen ve kaybolmasını istemediğim bi hal.(Empati kurun kardeşim;belki o gün, öyle saldım kendimi sokağa hiç bi emelim ve amacım yok...Olamaz mı?Öyle boş boş bakınacam belki,10 saat bakıp almayacam belki,gidip geri gelip sonra alacam belki,belki itlik yapıp sipariş edip almaya gelmiyecem,tam kasaya gelince, 2 kitabı almaktan vazgeçip hemen cdlerin üzerine çaktırmadan bırakacam belki.uheeueueue.)
Olamaz mı?Herkesin her allahın günü kafası sağ salim yerinde mi sanki?Dalıp gitmeler diyarında olamaz mıyız o gün?
Belki>elimde plak incelerken,birazdan bi cookie tarifi için gerekli olan tereyağını nerden bulurum diye düşünüyordum.Olamaz mı?Öyle potpori potpori dalıp gitmeler mix yapamıycez mi yane?
Bozmayın,bölmeyin,konsantrasyon emeğine saygı!uheueu.

Sen tut saatlerce bu kadar klasiği incele,sonra sabahın körüden şu saate  kadar bunu dinle.
Ohh,ohh bi dans etmeler falan burda:
gnawa diffusion-frik fashion

Salı, Ocak 29, 2013

nara atmaya alternatif çözümler*


Şimdi yudumlamaya başlarsak kaç saat içinde bir Donald O'connor kafasını yakalayabiliriz?Kaç km hızda bir O'connor ruhu yetişebilir?Niyahhhh.Öyle ceylan gibi sekebilme ihtimalimiz var mı acep?

Wouldn't it be awesome if everybody did this when they were drunk:
Donald O'Connor in a sensational unforgettable balloon dance

teyellemeden önce*





Çekim alanını sabitlemek,'hikayeye sinebilecek mi?'yi görmek için yoğun tabanvay günleri geçiriliyor,öyle telefonda ''şuraya mı gidek ya,yok ya diğer mekana gidek'' şeklinde işlemiyor burda işler(ama nerde böyle işlediğimi anlamışsınızdır).Bir moda ve marka katalog çekimine bile sinema filmi hassasiyeti gösteriliyor.
Kimi zaman>ekipten birilerinin daha önceden akıllarında var olan mekanlar değerlendiriliyor,kimi zaman ise proje akla düştüğü andan itibaren bulunma çalışmalarına başlanıyor.Ama %90 arşivi kullanıyoruz.Mekan arşiv ne?Sanat yönetmeninin ve stylingle ilgilenenlerin(& ikisini beraber yapanların) kendine özgü arşiv çalışması oluyor bu.İş esnasında değil ama önceden geçerken gördüğü yerleri fotoğraflayıp notlar almak gibi,böyleliklede ilerde o dokuya uygun iş gelirse o mekanı kullanmak gibi bir arşivleme sistemi oluşuyor.O yüzden gezindiğim her mekana farklı bir gözle bakmaya alıştım ben.Ve özellikle benim gibi dönem çekimlerine daha çok ilgiliyseniz ve eskileri kullanmayı seviyorsanız daha bir  farklı göz takınmanız lazım gittiğiniz yerlerde.(gerek mekan,gerek eskici).Mesela son zamanlarda en çok çekim mekan arşivim Mısır'la dolu çünkü orda harika yerler keşfettim,eski mekanlar ve eski Mısır işçilikleri (ah acayip özledim,az kaldı,bi an önce gideceğim günü iple çekiyorum).Hatta o kadar antrenmalı oluyorsunuz ki artık hangi mekanda ne tarz çekim olabileceğini bile hesaba katıyorsunuz ve sonra bu şıkları çalıştığınız fotoğrafçılarla paylaşıyorsunuz.Böylelikle hemen hemen herkes kimin elinde ne var biliyor,böylelikle sizin mekanı ve modelleri yoğurma stilinizi seven kişiler bi şekilde sizi bulmuş oluyor.Dediğim gibi,bundan sonra  hayallerim ve projelerim arasında Mısır'lı fonlar var hep.Ayrıcana şunu da paylaşmak isterim ;oraya dair son etkilendiğim kareler bunlar .Henüz üstüne bir çekim tanımıyorum.

Gelelim üst fotolarda bulunan mekana.İkinci kez kullanıyoruz ama farklı açılarla.Nasıl göz kırpıp,yanaktan makaslar aldığını anlatamam.
''İşte bu!''dediğiniz an, tüm güzellemeleri teyellemeye başlayabilirsiniz işte.
İğne iplik lütfen.

Lö dinle diye:
Brain Bromberg-Mr.Miller

Pazartesi, Ocak 28, 2013

Sabit ışık hüzmesi,contrasto,Ruiz ve ben*


Anammmm, uykulu inleyen nameler perileri yine çömdü.'Erkenden uyumak ve sonra gecenin bi yarısı uyanıp iki buçuk saat kitap okuyup sonra tekrar uyumak' gibi bir sistemi üzerimde uygulamak üzere gönderilmiş garip güçler var.Direnmelerdeyim.2 haftada bir yoklama çekip gidiyorlar;valla bak,periodik olarak bu tatlı tatlı uyuma arzusu ve esneme seansları ziyarete geliyor.Gerçi bazen hoşuma gidiyor gecenin bi yarısı hortlamak çünkü okumak,kolaj yapmak ve çizim yapmak için bana ayrılmış en korunaklı zaman dilimi gibi geliyor.Gün içinde yapmam gerekenler olmasa ve sosyalleşiyor olmasaydım en kral hareket olurdu ama şimdi değil ,daha sonra gelsin.Bad timing kuzum, geri püskürtüyorum,She-ra gibi savuruyorum pelerinimi < bi o yani bi bu yani.

Baaa Baaa Bammm!!!(enerjik izlenimi vermesi açısından)

Lö sadede gelmek>>>
Geçenlerde; Stefan Ruiz fotolarını incelemem gerekiyordu, dolayısıyla araştırma sırasında kendisini ne kadar çok beğendimi bi kez daha anladım.O kendine has 'kal gelmiş' ifadelerin hepsini hayranlıkla izledim.Nasıl anlatsam bilmiyorum ama klasik ve durağan bir Ruiz duruşu vardır, ha işte onun o basit ve durağan şekilde anlatış şeklini ne çok sevdiğimi aydım.(If you want googlela).
Ayrıca günlük karmaşadan çıkıp Ruiz karakterlerine anlık odaklanmanın bana iyi geldiğini düşünüyorum.

Videoyu çok beğendim bi bakın ,gerçi evinin şöyle sağlam bi temizlenmesi gerekiyor ama neyse.uheuuheue.

Stefan Ruiz/Photographing Mexico's Cholombiano Street Culture