Uzun yıllardır biriktiriyorum aşk mektupları ve aşk kartlarını.Sahaflardan yıllar öncesinin aşk kanıtlarını arıyorum belki de.Yarım kalmış mektuplar,ilk aşk itirafları ve hüzünlü ayrılık mektupları.Ya savaş/ya mesafe/ya tüberküloz ya da din farklılığı yüzünden yarım kalmış hikayeler biriktiriyorum.Bazı mektupların devamını bulamıyorum ve o hikayenin sonunu kestiremiyorum,kafamda düşünüyorum,kavuşmuşlar mıdır?
Aşk mektubu yazmak hayaletlerle düşüp kalkmak gibidir;yalnız mektubu yazdığınız kişinin değil,kendi hikayenizle de düşüp kalkarsınız.Hayaletlerin aç gözlülükle beklediği bir eylemi gerçekleştirmektir,onların önünde çırılçıplak soyunmak demektir mektup yollamak.Mektuplarda yolladığınız öpücükler ulaşmaz yerine,yolda hepsini hayaletler el koyar!
Genelde insanlar ihanet etmez,hep mektuplar ve kelimeler eder.'Seni sonsuza kadar seveceğimler ve sensiz yaşayamam,ölürüm' lafları hep kelimelerin ihanetidir.Kafka,Nazım Hikmet ve hatta Stendhal bile mektup hayaletleri ve kelime ihanetlerinin kurbanı olmuşlardır.Dünyanın en büyüleyici aşk mektuplarını yazan adamlar bile sadece kelimelerle aşk yaşamıştır.Bir cümle , 100 kere sevişmeyle aynı hazzı vermiştir.Zarf açıldığında içinden yayılan koku, 10 saat bir kadının göğsünde uyumaktan daha esrarlı gelmiştir.
Vücut sesini yükselttiği gibi satırlar da sessiz kalmıyordu.
Satırlar susmamalıydı, hayaletlerin midelerine'Hammmm' diye ineceklerini bile bile satırları susturmamalıydık.
-
Kafka şöyle yazıyor kısacık mektubunda ;
''Evet son 10 mektubunu dönüp dolaşıp okumaktan büyük zevk duyuyorum,oysa avucumun içi gibi biliyorum içindekileri .Ama sen de benimkilerini oku yeniden.''
Dünyanın en kısa ama en aşk mektubu değil mi bu ?
Kaç hayalet ikindi kahvaltısını etmiştir bu mektupla?