Haftasonları İstanbul gözüme bir canavar gibi geliyor.
Bu iki gün kendimi en huzurlu hissettiğim yer evim.
Kimse plan yapmasınve zili çalmasın diye dualar bile diyorum bazen !
ama gelin görün ki evle alakalı en büyük sorunum kuş sesleri.
Evin ön cephesi;şehir hayatı,araba,sokak ve insan sesiyken ;
evin arkası tam bir Manyas kuş cenneti.
tanrım kuş sesinden uyumanın imkanı yok!!!
Sakın kafanızda arka bahçemi Belgrad oranı olarak canlandırmayın
topu topu 5 ağaç var .
ama ne kadar kuş sürüsü ve aşireti varsa
bu 5 ağaca yoğunlaşmış durumdalar .
Kargalar,minik kuşlar ve işin garibi martılar
evet evet sabah martılar buraya hucum ediyorlar ve kuş sesi değil resmen köpek gibi havlıyorlar .
Kumruları nasıl unuturum? ikili muhabbet için tercih ettikleri yer benim panjurun bizzat iç kısmı .
Orda fingirdeşiyolar aman tanrım ne çene.Pifff!
'Tavla artık şu dişiyiii gerizekalııı' diye içimden söyleniyorum.
Bir an önce tavlasın ve çeneleri kapansın diye .
O kadar çok ses oluyor ki uykumdan fırlıyorum botanik odamda.
Günlerdir uykusuzum .
Hiç mi yorulmaz bu imansızlar ya?
hava kararınca da kırlangıç gibi garip bir kuş aşireti sesleriyle devereye giriyor.
Sanki evin içinde beraber yaşıyoruz .
Bir kuş bilimcinin gelip,bunları gözlem altına alması lazım lakin bu kadar şehir dolandım ben böyle bir kuş türü sesi duymadım.
Yazdıklarımda sıfır abartı var/hatta kuşlara haksızlık olmasın diye fazla yükleniyorum !
Günün birinde kuş sesinden nefret edeceğim aklıma gelmezdi .
Sabahları 5de yatağın içinde uyanık olan ben ''ulan diyorum minibüslerin tam vites değiştirdiği bir ana caddede bile oturmak daha iyidir''.
Yoksa kuş beyinli olmama ramak var !