Cuma, Haziran 17, 2011

pasta neyli?






Güzel gelişmeler var ama bunun dışında her yerden HOPP diye çıkan doğumgünü pastalarım var.Ordan burdan şurdan HOPP diye çıkıyor.Şaşırma efektleri patlatıyorum mimiklerimle ve ses tonumla.''Aaaaa ne gerek vardı?, niye zahmet ettiniz?'' gibi bıdı-bıdıları en sempatik surat ifademle geçiştirip asıl konu olan pastanın tadına odaklanıyorum.

be myself or be?



Beach House - Heart of Chambers ///I'd like to be someone/ you could finally learn to/ breathe at our sides/ let's take the time /to mend these smiles/ to get them/ could make it home/ love is surprises/ live our own lives///

çıtın çıkmasın lö *


Gün doğmadan buz gibi oluyor şehir.Daha net nefes alabiliyor insan.Kimse şehri istila etmemiş oluyor,insanlar uyurken kesinlikle daha masum!Sabahın körü çekimi için başlarda mızmızlanırken sonra uyuyan bir şehri kum saati gibi algılamak hoşuma gitti .Şehrin, bir kum saatinin içinden akmasını seyrediyorum gibiydi.Çevirip çevirip durdurkça kum saatini ,siyah- beyaz fotoğraflar inşa ettim beynime.Hepsi sessizdi bu fotoğrafların,henüz taş yapıların içinde yaşayan canlılar koğuşlarından çıkmamıştı.Birazdan çalar saatleri çalacak ve şehri birer karınca sürüsü gibi ellerine geçirecekler.Oysa çıtının çıkmadığı bu şehir bu haliyle büyülemişti beni ama olsun hayal gücü ne güne duruyor?

Perşembe, Haziran 16, 2011

battaniye dağı*

Hiçbir zaman sırtüstü uyumam.Uyandığımda sırtüstü yatıyordum ama,şaşırmıştım.Dizlerimi kırıp karnıma çektiğim bacaklarım battaniyeye bir dağ görünümü vermişti.Ve önümdeki battaniye dağına bakarken bana bakan iki göz gördüm.Koyu karanlık ve boş bakan iki göz...Bir kukuletanın altından bakıyorlardı bana,Ku-Klux-Klan'ın üyelerinden biri gibi.Bana bakıp duruyorlardı,iki karanlık ve boş göz,yapabileceğim bi şey yoktu.Ödüm bokuma karışmıştı.Tanrı bu,diye düşündüm,ama öyle olmamalıydı Tanrı'nın görünümü

Bakışı benimkinden güçlüydü.Kımıldayamıyordum.Dizlerimin üstündeki battaniyeden bana bakmayı sürdürüyordu.Uzaklaşmak istiyordum.Güçlü, karanlık ve tehditkardı.

Saatlerce orda kaldı sanki,bana bakarak.

Sonra birden kayboldu...

Yataktan kalıp olanları düşündüm.

Tanrı olabildiğine inanamıyordum.Üstelik bu kıyafetle.Çok ucuz bir numara olurdu bu.

Bir yanılsamaydı tabii ki.

On-on beş dakika kadar düşündükten sonra kalkıp babaannemin bana yıllar önce verdiği küçük kahverengi kutuyu almaya gittim.İncil'den sözlerin olduğu rulo haline getirilmiş küçük kağıtlar vardı o kututuda.Her rulo kendi özel bölmesinde duruyordu.İçinden bir soru soruyor,sonra bir kağıt çekip cevabını okuyordum.Daha önce denemiş ve yararsız bulmuştum.Şimdi bir kez daha deneyecektim.Küçük kahverengi kutuya,''Ne anlama geliyor?O gözler ne anlama geliyor?'' diye sordum.

Bir kağıt çektim,yuvarlayıp açtım.Sert,beyaz,minik bir kağıt parçası.Yuvarlayıp okudum.

TANRI SENİ TERK ETTİ.

Kağıdı rulo haline getirip kutuya koydum.İnanamamıştım.Yatağıma girip düşündüm.Fazla basitti olanlar,fazla sarih.İnanmamıştım.Gerçekliğe dönebilmek için otuz bir çekmeyi düşündüm.Hala inanmıyordum.Tekrar kalkıp kutunun içindeki kağıtları tek tek açmaya başladım.Hiçbirinde TANRI SENİ TERK ETTİ yazmıyordu.Kağıtları tekrar yuvarlayıp kutuya koydum.

EKMEK ARASI/CHARLES BUKOWSKI/SYF.108

narcotic museum*


-faceless human from narcotic museum- collage!

bebeler*





Allahh kesinlikle göz kamaştırıcı.Çekik gözlü bir movie star stylinginde kullanıcaktır ama henüz hangi rengi seçiceğime karar veremedim.Bi ayağa sarı bir ayağa maviyi giydirebilirim.Daha 3 günüm var o zamana kadar kararımı veririm elbet şu 3 bebe arasından.Şansa bak ki, numaralar 41 bu demek oluyor ki;kırmızıyı kendime indiregandi yapmam farz oldu!


Çarşamba, Haziran 15, 2011

answer*

Music is da answeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee!Yes,music is the answerrrrrrrrrrrrrrrrrrr.



dilek taşı*






Uhu huuuu kutlu doğum haftam nedeniyle erken hediye akışlarına bir itirazım olamaz.19 Haziran'a daha var ama olsun şımartın beni!Cypress Hill-Tequilla sunrise dinleyip, üstü açık arabada kolumu dışarı sarkıtmak ve şarkıya bağrınarak eşlik etmek gibi doğumgünü dileğim var ama bakalım ! Evren'cim Evren'cim dileğim ellerinden öper ahhahaha:)

kral kobra back in town*




Yarın bol bol yağmur diyor,ahh allam lütfenella!Bulut enerjisi ile çalışıyorum ,bulut yoksa ben de tık yok!Yağmayınca suratımı bulutların arasına sokup, aralarında kaos yaratıp yağmalarını sağlamak istiyorum!Sanırım yağmur ormanlarına bir gecekondu dikmeliyim.Ama orda da kral kobra yılanı var lan.Geçen gün belgeseline denk geldim tvide. Eneeeeeeeee, kral kobra yılanı gitti sıçan yılanını yedi. Eneeeeeeeeee, sonra sabaha kadar rüyamda yılan yakaladım .Rüyamda o kadar belgeselin moduna girmişim ki en son uyanmadan şöyle diyordum:''Şu belgeselde ki yılan yakalayıcılarının kullandığı yılan yakalama sopam olsa daha çok yakalardım''.Ohannesburg to me,başka da bi şey demiyom. Eneeeeeeeeeeeee.

Salı, Haziran 14, 2011

yemin billah gevende*

Aaaaa o kulağıma gelen müzik Gevende değil mi ?Yok canım.Aaaa galiba o.Galiba değil kesin o.İddaya girelim mi?İddiayı filan bilmem de şimdi burda karşımda Ediz Hun'u görsem bu kadar sevinmezdim.Hahahha o kadar tanıdık görmüş gibi sevindin yani Gevende duyunca?Yemin ederim o cafenin boynuna sarılasım geldi.Hahahah Değer, sana hem çüş diyor hem artık kendi kendine konuşmanı sonlandırmanı diliyorum.
Gevende - Requiem For A Dream

lazımlık*


Sketchbook sadece bir lazımlıktır!çizmeniz lazımdır ve lazım geleni yaparsınız.


nurtopu ruh doğumu*








Bi kaç insan-evladı dünyanın farklı coğraflarından ışınlanıp aynı ekip içine fırlatılıp atılır.Bu insan-evlatlarına kendi sınırlarını zorlamaları için tüm imkanlar verilir ve tüm kapılar açılır.Uçmalarına kimse müdahale etmez tam aksine uçmak için ek kanatlar verirler.Bu insan-evlatları kendi hayaldünyalarını farklı alanlarda doğurmuşlar.Farklı dillerde, farklı renklerde,farklı gözlerle yapmışlar bu doğumları.Hayal dünyalarını,ruhlarında ki renkleri bazen epiduralli sezeryan bazen de sancılı normal doğumlarla dünyaya getirmişler. Dolayısıyla doğuma doğum fotoğrafçıları girmiş ve doğumu insanlara sunmuş!Bir çekim ve vitrin deyip geçmeyin,,,aslında bir doğuma şahitlik ediyorsunuz!


Pazartesi, Haziran 13, 2011

bi yerde birileri*

Bizim yapamadığımızı İtalyan gençleri yaptı galiba!En sonunda çıkıp şu adamın yapmak istediklerine karşı gelebildiler. Halk, nükleer enerji başta olmak üzere suyun özelleştirilmesi ve başbakan ile bakanlara geçici süreli dokunulmazlık sağlanıp sağlanmaması konularında sesini çıkardı. Tabii tüm bunların çıkışı merkez solun olaya ''birisinin bu sisteme çomak sokması lazım'' demesine kadar ve sonrasinda gençlerin bitmek bilmeyen sokak protestoları birbirini izledi! Ben de İtalyan arkadaşlarımın heyecanına ortak oldum ve onlar kadar heyecanlandım .Kendi ülkem için üzülürken, en azından dünyanın bir yerinde gençlerin Nükleer enerjıye tepkisini oylarıyla verdiğini görmek duymak hoşuma gitti!

girlpower boomerang*



Ranar kızım Darülaceze'ye böyle gidersen almazlar seni. Birbirimize iyi bakalım ki; bi eve çıkıp emekli maaşımızla bize ve kedilerimize bakan Moldovya'lı bi kadın falan tutarız.Sonra arada Beyoğlu'na çıkıp ''ahhh anammm bi dili olsada konuşsa şu yerdeki daşlar'' diye söyleniriz !!!Ya kızım aslında Darülaceze değil de Darüşşafaka'nın ortamı çok iyimiş lağğğn. Yaş 80 falan demem piyasama bakarım söyliyim ueuheuheuuheuhue:))))))))Seni seviyem Ranar ;peace, sevgi ve aşk kırım kanamalı kongo kenesi gibi yapışsın bize :)Sana en sevdiğimiz parça ile sesleniyorum Emir-Tornistan!Kimse dönmüyo ama koolluğa bok sürdürmüyorum o ayrı mesele!

günlerin de canı var*





Bazen koca gün hopppp diye geçiyor.Bazen ise akreple yelkovanın sürünmesi bitmeyecek sanki,sabah nanik çekiyor en koyu kahveler eşliğinde, öğleden sonra bildiğin tipik bir şizofren takılmakta kararlı ,5 çayı sonsuza kadar uzuyor ve akabinde gecenin sonu görünmüyor.Gün-dönümlerinin hallerini seviyorum. Evet, burda daha çok seviyorum!

Pazar, Haziran 12, 2011

feza spor*

Kırıldım diye gittim o kişinin kalbini iki katı kırdım.Mutlu muyum? hayır!Benjamin Biolay - Dans La Merco Benz dinlenerek arınır mıyım bilemiyorum ama bazen kendim dahil herşeyi havai fişek gibi fezaya fırlatmak istiyorum.

alo sesim geliyur muu*






neons ,lights.
I layk