Cumartesi, Haziran 30, 2012

mendebur on my nose*





Güzel Cumartesilerrrrrrrrrr.Tamam, kayısı hoşafı kadar -o la la- bir gün ama 5 gündür burnumun en panoramik yerine çöreklenmiş olan sivilcem bu hoşaf konseptini tamamen bozuyor.Neon rengi,gül kurusu bu oluşum(ve doluşum)ile -sivil-bir yaşam biçimini benimsemek zorunda kaldım(5 gün dile kolay)Malum dişilerin doğal döngüsü her ay bi tane hediye olarak yolluyor bana(bu istikrara hayranım,ayda bir adet adrese teslim lö sivilce).Gerçi genç gösteriyor diye büyütmemeye çalışıyorum bu bir gecede konan gecekonduyu.

Amannnn madem şekil şemal bozuldu bi kere, çekirdek olayına gaz verip bu kaos içinde aradan çıkarabiliriz.Sevabıyla günahıyla, 'alınyazısı' bu genç kız rüyasını görmezden gelip,'Cumartesime dokunma' yolunda kendime bi şarkı :

The Boswell Sisters-That's How Rhythm Was Born

Cuma, Haziran 29, 2012

istemli asudelik çalışmaları*

Kendi kendinin vantuzu olmadan sakin sakin.
Ara sıra kendime ''ey gafil ''diye başlayan cümleler kurup sonra Rumi edasıyla sakin sakin cümleleri yuvarlıyorum kağıtlara .
Huysuzluğumu, süt dökmüş kedi haline çeviriş anlarımda ise kendime okkalı bi 'aferin' yapıştırıyorum.O aceleciliğimi ve apar topar panikleşme halimi allahın emri peygamberin kavliyle calm downa aktarma serüvenlerimden sonra ise kendi kendime çeşitli plaketler verip,salonda sergilemek istiyorum.
Sakin sakin but all we need is:
sakin: sakin olan kişi.müsekkin: sakinleştirici, sakinleştiren.sükunet : sakin olma durumu.

Perşembe, Haziran 28, 2012

groovy fruite taste*

En çok ne yakışmıştı biliyor musun?
İşte bu:
Damn Right I'm Somebody - Fred Wesley & The J.B.'s


-2 years before....

oh nö mösyöm*


Beklenmedik hava şartları ve dış çekimleri kökünden sarsan bulutların renklerinin şaşıbeş olması durumunda 'yağdır mevlam touch ,yağdır mevlam grafik dehası' demekten başka şans da kalmıyor.
not:'touch ve last touch',Salih'den başkasının gözlerine emanet edilebilir mi?Oh no mösyö.

Çarşamba, Haziran 27, 2012

hikaye bütününün izdüşümü tecellisi

Evet...bazı tesadüfiler çok güzel;insanların,objelerin,bitkilerin,hayvanların ve yüreklerin beklenmedik karşılaşmalarına şahit olmak çok güzel.
''Aaaa ne tesadüf''demek çok güzel.
Kuantum fiziğinin reddettiği bu meretin şaşırtıcı ihtimal halleri çok güzel.
Bir nevi hayata heyecan, şans katma arzusu,çaresizlik hali çok güzel,materyalizmin bu kadere verdiği isim de pek güzel.
Tanrının espiri anlayışına göz kırpmak çok güzel.
Permutasyon ,zamanlama , yer, bulunduğu konum , yasayış bicimi ,zevkler , kişiye ait özellik gibi ögelerle açıklanması mümkün matematiksel bir karşılaşma  şeklinin akışı çok güzel.
Socrates'in kainatta tesadüf edilemeyeceğini söylediği durum pek çok güzel.
Hayatın akustik cilverinin vakitli vakitsiz yürek hoplatması çok güzel.

Pazartesi, Haziran 25, 2012

malzeme neyse o*

The Scientistde geçen aylarda bi araştırma okumuştum.Bayılıyorum zati bu araştırmalara,bi de aklımda tutabisem verileri tam olacak.Herneyse şöyleydi mevzu kısaca'kimlerle tatile çıkmayı tercih ediyorsan,en çok kimlerle fotoğraf çektiriyorsan sen de o'sun'.Durun daha bitmedi:3 sayfa dallandırıp budaklandırmışlardı konuyu ve daha çok sosyal ağlar üzerinden yorumlamışlardı psikolog ve sosyologlar.
'Tatile çıkmayı tercih ettiğiniz insan ve insanlar sizin bir aynanızdır' diyor.'Ortak paydalarınızın yoğun olan insanlarla seyahat etmeyi tercih edersiniz' diyerek de bodozlama dalıyorlar mevzuya.Ve hiç bir mazeret kabul etmiyor uzmanlar:).Yani 'mecbur kaldım da onlarla gittim've ya 'naapıyım katlandım','akrabamdı seçme şansım yoktu' gibi bahaneleri dinlemiyorlar ve ısrarla 'O insanlar aslında sana en yakın karakterler' diyorlar.Yalancıysa yalacısın,iyiyse iyisin gibi,dürüstse dürüstsün,sahtekarsa sahtekarsın,huzurlysa huzurlusun,kevaşeyse kevaşesin, gibi.'Bire bir o olmasan bile,onda bi şey buluyorsun ve o bulduğun şey çok güçlü bi şey' diyor Dr.J.Mellin.
Diğer başık ise fotoğraf idi.Twitter,blog ve facebook albümlerinize bakın diyor bu araştırmaya katılan ortak görüş uzmanlar.En çok kimlerle fotolarınız var?Kim o insanlar?ne yapar,nasıllar?sana ne katıyorlar?,neler öğreniyorsun onlardan?.'Fotoğraflanmayı tercih ettiğimiz insanlar bizim tercihimiz ve o albümler biziz,fotoğraf çektirdiğimiz insanlarda aslında biziz' diyerek bana göre çok keskin yorumlara devam ediyorlar.
Okumayı bitirir bitirmez hemen facebook albümlerimi açtım.Güzel,ve az sayıda güzel insanla fotom  olduğu için sevindim.Etraf,metraf,obje,hava,su,ve gündelik fotolar olduğu için sevindim.Dumdum'la ikimizin fotoğraflarını görünce daha da çok sevindim.Leş ego kötüsü,kendini geliştirmeyen ve cahil cesaretli o kadar insan var ki çeperlerimizde,bu durumda zevkle kedi fotolarını tercih edebilirim.Hem sanal hem gerçek albümlere bakarken dikkat ettim;mesela hiç bi masa çevresinde falan genel fotom yok,bu konuda çok dikkat etmiş olduğumu fark ettim.Toplu fotolardan oldum olası bi şekilde sıyrılırım.Oraya ait hissetmem çoğu zaman kendimi ,o karede o insanlarla olmak istemem.Ve o toplu fotolardan sıyrılma konusunda bir profosyonel olduğumu söyleyebilirim.
Tabiiii akabinde hemen en son Cunda tatilini gözdem geçirdim.Ece,Kemal ve Sülü.'Bundan iyisi şamda gaysı' dedim kendi kendime.Bi adaya düşsem alacağım 3 şeyin üçü kadrosu.Şimdi bu üçlüden kendime nasıl şahane paylar çıkarabilirim ben?sadece evlerinizde bulunan kütüphanelerle bile yırtabilirim bu işten.


Bi bilimsel araştırmayı.da alnımızın akıyla atlattık blog,hadi uyuyalım!

18.yy'da bir yaz günü

Vivaldi'nin le quattro stagioni'sindeki en sevdiğim mevsim:yaz.
Ama sadece o kadar,bu mevsimi sadece Vivaldi'nin yazı var diye sahipleniyorum .
Antonio Vivaldi:Le quattro stagioni: L'Estate