Cumartesi, Eylül 10, 2011

kolormatik rüyalar hayırlara gelsin evladım*






Maketleri bitti,sıra geldi bunların devasa olanlarını yapmaya .Dün gece rüyamda hangi renkle hangi rengi çarpıştırsamlı paletsel mevzular gördüm.Rüyamda> yeşil ve turuncuyu çarpışıyordu .Turuncu 79498590 promil alköllü çıkıyordu.



Cuma, Eylül 09, 2011

havalardan-yoksa hiç uyumam*




Hem mevsim geçişlerinde herkes sersemler.Bi tek canlıya suçu atmak tamamen yanlış ve adaletsiz olur.Bi tembellik ve halsizlik gelir di mi hepimize? di mi? evet, di mi?Yani şu Narin yellozunun fotoları gayet normal di mi

Salı, Eylül 06, 2011

aldınız ışını, hepiniz Karolína Kurková'sınız*

Giden yaz olsun yeaaaaaaaaaaaaaaaaa, seneye yine gelcek.Nihohahha,,, kapanın bakiiim kuzu kuzu evlerinize ,bok var gibi yandınız o kadar güneş ışınları altında.Güneş ışınlarının; bronzlaşan hatunları, 5 yaş daha yaşlı gösterdiğine inanmamın yanında özgüven fazlalığı da aktardığını düşünüyorum.Plajda 1.50 lik hatunların bile Heidi Klum gibi salınmalarını ve Victoryaz Sikrit defilesi için bronzlaşma talimatı almış gibi ruhlarını güneşe teslim etmelerinin altında gerekçeleri ben de sizler gibi düşünüyorum.
Tüm güneş ışınları savaşçıları ve yanınca daha zayıf görüneceğine inanan Türk kadınının önünde saygıyla eğiliyorum.Ahhh o plaj özgüveni; ahhh o salınmalar, o güneşlenmeler ,o şezlongda ki edalar cilveler,o havaian tropıka yağı bir brezilyalı model gibi kaba ete yedirmeler,ahh allam ahhhhhhhh,o 2 metrelik bacak boyuna daha da endam katmak için parmak ucu yürümeleri ahhhhhhhh!Benimmm dalyanlarımmm, Miranda Kerr bok yemiş yanınızda!

Pazartesi, Eylül 05, 2011

Kötü de olsa bir aşk hikayesi,hikaye olduğuyla kalmalı*

....Sonra birbirimize aşık olduk.Bu nasıl,ne zaman oldu;önce hangimiz oldu,bilmiyorum.Dürüst olmak gerekirse bu konu önemli olmadığından değil,kadın erkek ilişkisini güçler çatışması olarak yaşayan ve birileri üzerinde egemenlik kurmaya çalışan her çift için bu sorunun yanıtı önemlidir.Bizim bilmememizin nedeni,sahiden bilmememizdi.Aşk,ikimizin de arzulamadığı,hesaplamadığı,hayatlarımız için amaçlamadığı bir şeydi.Öylesine oluvermişti işte.Onu en fazla başımıza gelen bir trafik kazasına benzetebilirdik.Aşık olduğumuz için,öncelikle kendimize karşı gizli bir mahcubiyet duyduğumuz ve bir süre bununla sözcüklerini bulamayan bir iç hesaplaşması biçiminde boğuştuğumuz kanısındayım.Bu nedenle aşık olmanın tadına varmamız,aşkın kendine göre özel bir keyfi olduğunu anlamamız,beraberliğimizin kendi hikayesi içinde yol almamız epeyce gecikti.Bir süre sonra,zamanında anlamadığımız bir filmi yeniden seyretmek ister gibi dönüp kendi hikayemize uzaktan baktık.Bu hikaye içindeki kendimizi tanımaya,bize ne olduğunu anlamaya çalıştık.Belki içimizdeki kötülüğün renkli oyunlarına fazla kapıldığımız için,aşk bizden uzak sanıyorduk.Ya da aşkı fazla temiz bir şey sanıyorduk.Oysa gerçek her zaman yalındır:Kötü insanlar da aşık olur ve aşk kötülüğe;kötülük de aşka bir engel teşkil etmez.Hatta birbirine aşık insanlar,birbirlerine daha kolay kötülük edebilirler....
MURATHAN MUNGAN/KÖTÜ ADAM KÖTÜ KADIN AŞKI ÜZERİNE KÜÇÜK BİR FİLM/KİTAPLIK DERGİSİ-EKİM2008


Pazar, Eylül 04, 2011

bi de dağ tepelerini*



Altıgenleri,kozalakları,kalın şiir kitaplarını ve Mendelssohn keman konçertosunu seviyorum.