Cumartesi, Temmuz 09, 2011

ödem var,allama kitabıma var*













Eneeeeeeeeeee nasıl keyifsizim;karnım ağrıyor,göbeğim şişmiş ve bi saçmalık abidesi şeklinden bodyden pırtlamış bana bakıyor,ayaklarımın altı ateş atıyor,bir gerginlik ,yarın uzun bir yol beni bekliyor.Ayrıca daha kriminal olan vukuuum ise:Roberto'nun halasının danası buraya komşu çıkınca, buranın geleneksel bi tatlısını getirdi.Ne yaptım bilin,allah beni ne yapmasın ki yarısını ben yedim. Şimdi 'ben de ödem var diycem' ve kıçınızla gülceksiniz! Evet olm valla var nihahhahahha!!!

Ödem giderici,herbalist musiki >>Candi Staton - You Got the Love


mavi nurdan bir ırmak misaliğğğğğ*



Dövmeli model castingi için verdiğim çabanın desibilitesini size anlatmamın imkanı yok .Kaç ajans katoloğu ezberlediğimin ve bulduklarımın çoğunun New York ve Paris dışında hiç bir işe gitmeme gibi vipliği bulunan modeller çıkması sonucu minik bi boka sarma sürecinden sonra uzak doğunun has bahçesinin gülleri imdadıma yetişti.Şimdi izninizi istiyerek 2 erkek model daha seçmem gerekiyor.Hikayenin kahramanlarını ben de o kadar merak ediyorum ki.Yeni ruhlar ve yeni haller; işin içine girince bambaşka insanlara bürünen modeller!Yurtdışında bir oyuncu kadar değer verilmelerinin haklı sebepleri var tabii ki;o kadar profosyoneller ki bazılarının önünde saygıyla eğilmemiz gerekiyor!Şimdi tık tık bendeniz iş başına !


alo,buharım geliyor mu?




Ne sıcak yaahu huu huuuuu, buhar olup uçacam mı ?Koca gün nefes alma antrenmanları yapar gibi; hu hu hu hu! Erken kararan kış akşamlarını nasıl özledim şimdiden, burnumda tütüyorlar.Hu hu hu,yaz yaz yaz dediniz yanın kavrulun şimdi .hu hu hu hu bir ki nefes kontrol!

sarılsana bana ama everyday*




Hayatımda ilk defa bir adamı 'Türkçe' olarak sevmek istiyorum.Neden bilmiyorum Türkçe'nin o kıvrımları ile şekillensin istiyorum kalbim.Kendi anadilime hiç bu kadar ihtiyacım olmamıştı.Murathan Mungan gibi bu dilin girdaplarında boğulmak istiyorum ben ve bunun için 'yürek' demeliydim mesela. Yürek ne ki yabancı dillerde? Kalp değil ama yürek!'Heart' değil,heart olmamalı karşılığı ! Yürek çeviriyi kabul etmiyor ve yürek Türkçe istiyor.

'Hug Me' buz gibi tepkisiz kalırken, 'sarılsana bana' nasıl da hücum ediyor beyne ve aorta.Nasıl da küresel ısınma, nasıl da buzullar eriyor yüreğimde!

Cuma, Temmuz 08, 2011

şizofrenik karaparçası*





aaa çok acayip


hayaletlerini çıkar at!



Sen de yalnız kalmayı istiyorsun,artık seni tanımayı öğrendim.Canının istediğini yapıyorsun,sonra yok oluyorsun,tıpkı sivrisineğin gündüzleri yaptığı gibi,divanın çiçekleri üzerine oturuyorsun ve benim seni farketmemi diliyorsun yalnızca.Yalnızca şehvet konusunda bir değerinin olduğunu biliyorsun,çekip gitmeden önce düğmemi iliklerken çoktan her şeyden tiksinti duyduğumu biliyorsun.Ben orada olduğum sürece kımıldamaya cesaret etmiyorsun,banyoya giderken kıçını göstermeye cesaret etmiyorsun.Belki öldürülmekten korkuyorsun,viyadükten düşen o siyah araba gibi,seni o nehrin kiline fırlatmamdan korkuyorsun.Öfkemin senin içinde öldüğümde bittiğini ve sonra aslanlığı kalmamış bir aslan olduğumu bilmiyorsun.Ben çekip gittiğimde ne yapıyorsun?Ne bırakıyorum sana?Bu sönük şömineyi,seni gecenin tam ortasında sevmeden inciten ellerimle altüst ettiğim bir odayı.Köpek yanına gelecek,onun tüylerine ihtiyacın olacak,gözlerin başka bir yere sabit bakarken okşayacaksın onu.Nasıl olsa,kör o.Geçmiş hayattan şeyler gelecek aklına,çiviler.Sonra,olan her şeyle yolculuğun geri dönecek,ayağa kalkacaksın,bir şeyleri,devrilmiş bir sandalyeyi düzelteceksin.Artık tişörtünü aşağı çekmene gerek yok,eğilirken kalçanın çıplak kesimini hissediyorsun ama aldırmıyorsun.Bedeninin benim gözlerim olmaksızın değeri ne kadar,bir sandalye kadar,bir yorgunluk kadar.Ama ayağa kalkarken dölümün bir bacağından aşağı incecik aktığını hissedeceksin,işte o zaman,bilmiyorum,ama bilmek isterim,tiksinti duyup duymadığını bilmek isterim,yoksa...Hayır,çabuk yıkan,küçük orospu,küflenmiş perdenin altına gir,sünger darbeleriyle bu budalanın bokunu ve hayaletlerini çıkar at!

SAKIN KIMILDAMA/MARGARET MAZZANTINI/SYF.83

Perşembe, Temmuz 07, 2011

sayfalarım müsterih olsun*




Sabaha kadar tek ayak cezası vermiştim size ama kıyamadım yine de.Bakın> Kayahan gibi gece 3-5 nöbetlerine yol almaktayız zaten, rahat durun bi yerinizde.Sessizlik istiyorum bu gece,sizinle konuşmak istemiyorum sayın karakterler!

al uçur hikayeyi*





Hangi renkler lazımdı gökyüzünde

dostlar kıraathanesi*






Ama tabii ki bazen bu kadar çok 7777 karada Bach - Brandenburg Concertos No.3 dinleyerek kültür halüsünasyonları görebilirsiniz.Tamam la yalamıcam bi daha telveyi melveyi .

Salı, Temmuz 05, 2011

hamsi salamura yatağında kart dor*




Sapıyolar bazen yoldan bu çizgiler,aralarında bir muhbir var kim bilemiyorum!Hem suyu kaynadı bunarın hemide bu karikatüstük bombastük sketchbookumun son sayfarına gedim.Yolarımız ayrılıyor ve ben yepyeni kırmızı çizim defterime tanışma seanslarıma başlıyorum.Yok yok yok yok daha 6 sayfam var.Bu kafadan ve tarzdan ayrı çizimer için 'ya alah bismillah' diyorum.Açılışa bi tek kendim davetiyim.Hamsili carte dor kesip dilek diliyecem.Carte Dor geleneksel tadlar hesabııııııııııııııııııııııı! Allam sinir oluyorum bu huyuma ya. Çizim defterinden konu hamsili carte dora geldi. Bu süreçleri ve beni bunlara iten sebepeleri gözden geçirmeliyim.Son bi şey dicem: hamsili baklava vardı ama Reha Muhtar'la show ana habere çıkmıştı .unutma unutturma!!!


vermiyoz, yoğğğğğğğğğ!


Kötülüklere fırsat vermiyoruz yoğ.
Kalbinizi güzel güzel koruyun.

gün is online*






Merhaba gün.Koca bir gün mü,kısa bir gün mü?nesin sence?Sana soruyorum ki hereks kendini daha iyi bilir.Bazen kısa bazen uzun musun?Bazen fırttttttt diye geçip, bazen tüfek omza saatlerce sabit mi duruyorsun?Bazen Gülben Ergen-Mustafa sandal düeti kadar gereksiz, bazen Goethe kadar gerekli misin ?

Şu yeşil ağaçlar var ya onları izlemek benim kadar senin de hoşuna gidiyor mu ?Yanlış anlama; soruyorum,daha önce hiç bir günle konuşmadım.

Pazartesi, Temmuz 04, 2011

ich lieeebe Fatih Akin und seine Filme !!



Uykumun gelmesini bi yana bırakın, öyle bir Soul Kitchen dancing havasına girdim sormayın! Bu altta linkini verdiğim video karelerin benim dans kariyerimde çok mühim yeri vardır!Dans koçum olan ikilinin ölesiye dans etmesini istiyorum diğer filmlerde de.Netice-i kelam diyorum ki;uykum yok ve ayrıca indim dereye taş bulamadım.Eeeee sonuç?

karbonatlı anne keki*

Eeeep beraber fikir ayrılıklarımızı, birlikteliklerimizi ve o balkondan aya atlamaya çalışan hayallerimizi hep o karelere yansıttığımız için.İçimizde ki art-monsterlarının karbonatlı anne keki kabarıp kabarıp kabarıp kabarıp...

var*



Ümit vaad eden popçu gibi uyanıyorum bu Temmuz güzellemesine.İrili ufaklı misafirlerim var ,nobele aday text mesajlarım var,ruhumun şoför mahallerine girip çıkmalarım var ve ;Youth Lagoon - July var!

Pazar, Temmuz 03, 2011

2012 sen git velin gelsin*








Hahahhaha ay bayılazammmmmm akşam akşam,bacak gibi bacak !

karbonhidratik poseidon of Atlantis*

Dünyanın en güzel pizzaları bu mini yerleşim yerinde mi yapılıyor?yoğusa ben bana yetmeyen beynimi mi kaybediyorum?Dünya karbonhidratla güzel kardeşim, lami cimi yok işte!Hep bi ver coşkuyu ,hep bi odun ateşi serapları hep bi içimde ki Mehmet Oz ingilicesiyle uyarı sinyalleri!

daha iyidir belki ha*


Arto Tunçboyacıyan - Herkes Kendi Gördüğüne Doğru Der