Balkonda içilen kahve hemen soğudu için bi şey anlamıyorum lakin ben harlı seviyorum.Ayrıca manzaraya dalıp bi şeyler içmek de pek haz vermiyor.Sanırım en çok dergi,kitap ve makale türü okurken kahvemden tad alıyorum.Mesela bu sabah Kazuo Ishiguro roportajını okurken yudumladım iki ayrı kahveyi karıştırıp harmanladığım duble la turco kahvemi.
'Ahh bugün duble bile kesmedi,Yemen'den tez tüm gayfeler gele' derken,'kahve çekirdeği verecek taşikardi fetvamı' derken;
melody gardot - love me like a river does
Cumartesi, Temmuz 07, 2012
Cuma, Temmuz 06, 2012
el-cum'a gibi*
--Cuma güzeldir:
Michel Tournier 'Cuma' kitabı gibi.
--Cuma güzeldir:
Fransizca:vendredi (venus'ün günü),
İngilizce:friday (odin'in karısı frigg'in günü)gibi.
--Cuma güzeldir:
"hani şimdi bize cumaları, pazarları
çiçekli bahçeler vardır
yalnız cumaları, yalnız pazarları..." - Nazım Hikmet'in dediği gibi.
Michel Tournier 'Cuma' kitabı gibi.
--Cuma güzeldir:
Fransizca:vendredi (venus'ün günü),
İngilizce:friday (odin'in karısı frigg'in günü)gibi.
--Cuma güzeldir:
"hani şimdi bize cumaları, pazarları
çiçekli bahçeler vardır
yalnız cumaları, yalnız pazarları..." - Nazım Hikmet'in dediği gibi.
no baskı yes vitamin*
Baskı illa 'heytt höyttle' olmuyor.İlla kaba saba ve zorlama şekliyle olmuyor.Baskı bazen birine karşı geliştirdiğiniz yoğun empati mekanizması ve ya dozaşımı vericilikten de kaynaklanabiliyor.Evet ,size göre sevgi ve paylaşımın temelini 'mühimseme,empati ve birini derinlemesine anlamaya çalışmak' oluşturabilir ama ya karşı tarafın iletişim şekli buna müsahit değilse?Ya sizin bi insana savurduğunuz yoğun empati ve anlayış rüzgarları o insanı lodos gibi afallatıyorsa?Olamaz mı?Olur elbet,her insan başka bir dünya.Çok anlayış ve empati kurmanın karşımızda bulunan insan üzerinde baskı yaratabileceği,onu rahatsız edebileceği,içten içe onu da öyle olmaya sevketme baskısı yaratması elbet olası dahilinde.
Bazen sevgimi gösteriş şeklim 'baskı' kapsamında ele alınabilirmiş gibi geliyor bana.Ahhh Mevlana yaktın beni yaaaaaaaaa.
Bazen sevgimi gösteriş şeklim 'baskı' kapsamında ele alınabilirmiş gibi geliyor bana.Ahhh Mevlana yaktın beni yaaaaaaaaa.
Çarşamba, Temmuz 04, 2012
Salı, Temmuz 03, 2012
sana her gün 'dönüşüm'.
"Farklı insanları severim şu alemde, yüzlerindeki sıradanlığı bozmamaya çalışarak, düzenli bir hayat yaşıyor gibi görünenler daha güvenilmez olur çünkü"diyen düşsel deli,129 sene oldu.mu sahi?
Happy birthday Kafka/Happy dreams Kafka.
Happy birthday Kafka/Happy dreams Kafka.
Pazartesi, Temmuz 02, 2012
taa ki*
"Büyümek sanrısı" adlı taklidiyle, hatta hastalığıyla ünlüdür. Hastalığın adından da anlaşılabileceği gibi, bu hastalar kendilerini "büyümüş" sanırlar.Taaa ki bir miki görene kadar.
Pazar, Temmuz 01, 2012
nutoşcan*
Nutellalı kare cheese-cake'i yapan mı suçlu yoksa yiyen mi?Ve ya yüzde kaç kaç orgazmik suç bölüşümü adildir?Yoksa günah kapsamına mı girer, ''nefsine sahip çık kardeşim'' demezler mi adama?Peki tamamen yapan ve fırınlayan zanlı olamaz mı?
"Şüphesiz ki her kim kek,dondurma ve nutellanın degerini bilmez, onlar ki odun firınında cheesecake tabanı gibi kızaracaklardır.Aşk suresi.
"Şüphesiz ki her kim kek,dondurma ve nutellanın degerini bilmez, onlar ki odun firınında cheesecake tabanı gibi kızaracaklardır.Aşk suresi.
go and open the door*
'Dönem kıyafetlerinin tekrar yorumlanması' laflarını çok duydum,söyledim ve dinledim.Ama bir defile formatında değil bir sergi mantığıyla sunulması fikrini duyunca kulaklarım dışarı fırladı.Kumaşın, sanatçı ellerle şahitler huzurunda nikahı.
Moda tasarımcılarının ve sanat yönetmenlerinin tek vücut olduğu muazzam işlerden biri(ki bu kainatın en zor birlik-çalışmalarından biridir).Eylül ayına hali hazır .
Ayrıca ben o küratöre kurban.Meymi nerden buldun?Bulduğun fon parçasına ve akışa kurban:
Julia Hülsmann Trio : Go and open the door
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)