Cumartesi, Kasım 27, 2010

iş değil*





Sen git minicik bi balkona aşık ol
olacak iş değil!

ellemek yok.giymek yok*


Nerden belli.belki çok giycez.

Milan Kundera*



''Tam bir sarışın davranışı'' dedi Doktor Sketa.''Sarı saçlar ve siyah saçlar,insanın yaradılışının iki kutbudur.Siyah saçlar erkeklik,yüreklilik,içtenlik,eylem anlamına gelir;sarı saçlarsa kadınlığı, sevecenliği,güçsüzlüğü ve pasifliği simgeler.Demek ki bir sarışın gerçekte iki kat kadındır.Bir prenses ancak sarı sarışın olabilir.Yine bu nedenle kadınlar,olabildiğince dişi olabilmek için saçlarını hiçbir zaman siyaha boyamazlar da sarıya boyarlar.''
''Pigmentlerin insan ruhunu nasıl etkilediklerini çok merak ediyorum,'' dedi Bertlef kuşkucu bir sesle.
''Pigmentler söz konusu değil.Bir sarışın bilinçsiz olarak sarışınlığa uyar.Özellikle de bu sarışın saçlarını sarıya boyatmış bir esmerse.Rengine sadık kalmak ister ve narin bir yaratık,uçarı bir bebek,her şeyden çok dış görünüşü için kaygılanan bir yaratık gibi davranır ve sevecenlik ve hizmet,kibarlık ve nafaka ister,kendiliğinden herhangi bir şey yapabilme yeteneğinden yoksundur,dış görünüşü tepeden tırnağa incelik ve içi tüm kabalıktır.Siyah saç evrensel bir moda haline gelse bu dünyada çok daha iyi yaşanırdı.Şimdiye kadar gerçekleşmiş en yararlı toplumsal reform bu olurdu.''
MILAN KUNDERA/AYRILIK VALSİ.SYF.44

Cuma, Kasım 26, 2010

40 saat*




40 saat 2 başlıktan biri
40 saat
kafanın içinde bulunan kaset sarıyor ya belirli aralıklarla
Fatmagül'ün abisi gibi;
yaparım ben
ben yaparım
yaparım di mi?
çiçek yaparım ben
ben çiçek yaparım.

kuku*




Aleksandra da olur tabi
sana kuku mu yok?

Perşembe, Kasım 25, 2010

pas*




Evimdeyken fotolamıştım bu defterin her yerini,
her köşesini.
O zaman ''paslaşmayı sevmek'' olarak algılsam da şimdi ''işime gelmeyince pas''olararak algılıyorum bu çizimi.
delete Değer
işine ne gelirse pas
kim gelirse pas
pas pas pas pas pas pas
hakem 'oynayın' diyor.
'Acımasızca ve adice oynayın' diyor.
O an midem bulanıyor ve kırmızı kart istiyorum kendi kendime.
Boşa kaçıyorum,pas gelemesin bana,oldukça boşa,tamamen
saha dışına.
Soyunma odasında saatlerce kusuyorum.
bu oyun bana göre değil hoca!

Çarşamba, Kasım 24, 2010

yours*


Yanlış zaman diliminde yaşıyorum hacı.

Sonuna mutlaka 'Yours' kondururdum.
O 'yours' da dolma kalemle ne güzel yazılır ha .

Salı, Kasım 23, 2010

vitrin----








Ama o başlık bitince cansız manken ruh bulur/mu?
Bitch çorabı için kalkıp bana ''sensin lan bitch'' der mi?

tebrik ve fiyuuuuu!




Ersoy, harikalar yaratmış; Esquire Turkey December 2010
Tebrikler bayılanzooo!!!
Ben doyamadim daha fazlasını göresim var diyorsan

play Jacques*



I love Jacques Loussier's Bach Jazz arrangements!! My favorite is the album he made with Turkish twins Guher-Suher Pekinel sisters 'Take Bach'. They play two concerti for two pianos and the concerto for three pianos.
Todays cookie:

Pazartesi, Kasım 22, 2010

hemen*

'Kopuk kopuk ve perspektifi bozuk bir sekanstır bu içimde olanlar'' diye
kendimizle konuşurken, bellekteki akustik devreye girer.Neden girer ki?
Iki kişi konuşurken üçüncüye bok yemek düşer oysa.
Bellek bazen ne çok yorar ve üzer insanı.
Hemen araklanmak gerek ondan ;
hemen
hemen 

reng/a/renk*



Renklerin her türlüsüne bulaştım artık.
Birazdan yün bakmaya gidicem;
rengarenk
5 poşet yünle dönücem renkli malikanemize !!!

Pazar, Kasım 21, 2010