Cumartesi, Ocak 05, 2013

merhaba yeni insanlar*


Guim Tió Zarraluki'yi gerek blogdan,gerek facebookdan,gerekse bir sergisi olmak üzere reelde takip ettim ve ediyorum.Lakin son işlerini o kadar beğenir hale geldim ki sanırım evimde hep gözgöze gelmek istediğim Zarraluki güzellemeleri olsun istiyorum.Hatta bu isteğimin fazlasıyla yoğunlaşmaya başladığını hissettiğim an ''evet tamam,hiç tanımadığım bu 4 suratı evimde istiyorum'' dedim.Bu akıma kapılmış hissiyat sürecini çok seviyorum ben,350 D gözlüklerle 'hello life'diyebilmeyi.Sahip olma adına değil,hayatı ve rüyaları paylaşmak adına.
 
Niyahhh,güzel günler.Mitchell'le kuzu kuzu takılın:

Gibran returned to our mechanic souls*


“Your reason and your passion are the rudder and the sails of your seafaring soul. If either your sails or your rudder be broken you can but toss and drift, or else be held at a stand still in mid-seas.

For reason, ruling alone, is a force confining; and a passion unattended, is a flame that burns to its own destruction. Therefore let your soul exalt your reason to the height of passion, that it may sing; and let it direct your passion with reason, that your passion may live through its own daily ressurrection, and like the phoenix rise above its own ashes.” 


Khalil Gibran, Il Profeta

Perşembe, Ocak 03, 2013

dağlar kızı Reyhan'ın yüzü suyu hürmetine*


A beautiful trip to Kitzbühel  yazısının fotolarına aşık olan ben, karlarda yuvarlanma hayalleri ile perçinlenmeme perçinlenme eklemekteyim.Düzenli bi tıklayıcısı oldum diyebilirim.Şimdilik sadece düzenli olarak mousumu tıklatabiliyorum lakin bedenen palmiyelerin arasındayım.Linki gerekli yere yollayıp taciz etmeye çalışsam da şimdilik sonuç verdi sayılmaz.Sanırım çok klişe bir kadın yaptırım çalışması olduğu için sökmüyor.'Meğer bahtım böyleymiş görmeseydim bu linki ezelden' diye bakmaya devam edacazzz.Olmadı, son çare olarak bi kaç Hürrem -oyunları ve ecdad genetik kulisler işleme zanaatını- devreye sokacaz.(umarım google translate bunu her zaman olduğu gibi kıçından sallayarak çevirir.uehuee.düzgün çevirceği tutuyomuş)

Burnumuz donarken dinlesek,uzuvları dansa meyil versek inceden:
Swinging to the Bass by Los Charly's Orchestra

Çarşamba, Ocak 02, 2013

keep born in Türkiye*


Tamam 'keep smiling' hususunda mutabıkız ama 'the where to be born index 2013'  verileri hop hopppp diyerek ensemizden yakalıyor.'Ne lan bu hal?' der gibi bi enseden yakalama bu.

Ülkenin %80 'keep smiling'eylemine uzakken,minicik çocuklar oyun parkında olmaları yerine sokaklarda çalışmak zorunda kalıyorsa,abuk gelir dağılımı yüzünden yaşanan uç tsunamiler stressli hayatları arttıyorsa,din üzerinden yapılan garip oyunlara durmadan utanarak ve 'tanrıdan özür dileyerek'seyirci kalıyorsak ,okumayan bir toplumun giderek hayal gücünden firar edişini izliyorsak,yıl 2013'de bile 'özgürlük ve fikir özgürlüğü' maddesi tam göğüs kafesimizin üstüne bağdaş kurup çöküyorsa, neye ve nasıl 'keep smiling?'.
Misal,kaçtık.Nereye kaçarsak kaçalım aklımız hep ülkemizde olmayacak mı?Kuzey kutbuna kaçsak bile orada daha çok 'niye?'diye sormayacak mıyız.Soruyoruz ve soracağız!

Bir ülkeyi ancak> ferah ferah nefes alabilen özgür insanlar güzelleştirebilir .
Güzel şeyler olsun güzel şeyler duyalım.
İşte o zaman yarı yüzeysel olmayan,en içten 'keep smiling' gelecektir.

Salı, Ocak 01, 2013

ridersa kapaklan,dannn!*


Riders Magazine'nin içeriği hiç ilgimi çekmediğini rahatlıkla söyleyebilirim.No motor no kapiş yani.Havada>hız ve adrenalin tutkusuna yakın olan ben kara için aynı şeyi diyemiycem.Benim burcum ne grubuydu la,hava gurubu  olmıyım?Herneyse daha grubumu bile bilmiyorum:(,uğurlu taşım falan ne ki acep?

Yeaaa konum burcumun ne grubu olduğu değildi(ikizler burcu:kaka,çiş grubu).Derginin konsepti ilgimi çekmese bile bu derginin kapaklarını,çalıştıkları fotoğrafçılarını ve styling becerilerini özenle takip ediyorum.Mesela şu kapak bence lö efsane.Ayrıca bu kapak da favorim.Daha bi çok alıp sakladığım harika kapak çalışmaları mevcut.Dönüşen dergi yapısında olduğundan mütevellit acayip keyif alıyorum çalışmalara bakarken.Ayrıca, post fotosunu şu yukarda duran foto olarak seçmemin  sebebi çok açık.O tshirt ve kapşonluyu hemen istiyorum.İçi dövmelerle birlikte sizin olsun dışı benim.Öyle de vefakar arkadaşım.Davam kesinlikle tshirtle.
İşte Phonz yavruları burda ... Lav yaaaaaaaaaaaaaaaaa  Phonz!Bu markayı yaratan ikiliyi seviyorum,onlar da beni seviyor biliyorum.Karşılıklı besleniyor olabilmemizden kaynaklı bir sevgi bu.

Riderslı,says black kanadından floral smelli:
Madlib - Flowers



no means yes,yes means art of freedom*

 


Durgunluktan ölecek bir gün,dursun öyle kalsın.Telefonum çalmasın diye telefonuma bakıyorum.O derece yani.O derece dursun istiyorum.Basit kalsın.Sadece patates haşlayıp,tuzlayıp elimde ısırarak yediğim bi gün olarak kalsın.Çok güzel de o yüzden.Maksimalist eklentilere gerek yok.Var mı ?Yok.

Sabah sabah(sabah diyorum kusura bakmayın) bi Iran art attack taarruzuna hedef oldum.Uzun zamandır geleneksel kıyafetler üzerinde çalışırken ve tüm civar ülkelerin geleneksel kıyafet sanatını incelerken; bu coğrafyada ne kadar derin kumaş,kumaş işleme sanatı,ipek bilimi,motif inceliği,en zor işçiliği bile becerebilen yenetekli sanatkarlar,calligraphy,takı işleme sanatı.(sanat demek zorundayım) olduğunu gördüm.Çok keyif alarak inceledim her motifi ve tüm o büyüleyici persian buta inceliği daha da şevklendirdi beni.Bu kadar sanat dalının fışkırdığı bir ülke bu hale nasıl gelebilir diye kadar kara düşünmek gerekiyor.Akıl sır almıyor.Cidden almıyor.Bu kadar yenekli eller nasıl karanlığa gömülmek zorunda bırakılabilir veya başka ülkelere göçmek zorunda kalıp,sanatlarını orda icra etmek zorunda bırakılabilir?

Herneyse;beğenilerim sadece kumaş ve işleme sanatı üzerine değil tabii ki.Bu süreçler içinde karşıma bi ton link geldi,geliyor  veya denk gelişiyoruz.Bu sefer ikincisi oldu. Amir Hossain Keihani işlerine bayıldım.Ve daha önceleri görme fırsatı bulduğum ve genç yetenek olarak adının artık çok sık duyulduğu  Parichehr Tayebi. Sondan beşini Acrylic güzellemesinin bizzat hastayım.


Zincirleme konsept tamlamasına fotolar uymasa bile müzik uysun:
tanışın bakalım .
Bijan Moosavi - Dark City
 

Pazartesi, Aralık 31, 2012

Change of Viewlü aslanım burda yatıyor*







İçinde olmak istediğiniz bir projenin hayalini kurup,ilk sizin aklınıza gelmiş bir yaratıcılık onur nişanesine yollu göğsünüzü kabarabilen kel fatma gibi şişirirken..ken .ken .İşte tüm mesele bu 'ken'.Bu projenin çoktannnnnnn dünyanın başka bi yerinde,başka bir allahın kıyaklı kuluna nasip oluşunu öğrenmem 31 Aralık günü sabahına denk geldi.Hem gülümsedim hem de ben hayata geçiremesem bile katılamamış olmaktan dolayı efkarla connection eyledim.Akabinde; bi elimde mouse bi elimde kol böreğiyle durumdan zevk almaya baktım.

Bettert Magazine-See one city through the lenses of two photographers mevz-u şerbetine tıklayınız.
Sırayla mevcut olan tüm şehirleri okuyup fotoğraflara bakıyorum.İlginç olmuş.Sao Paulo hakkında şimdiye kadar o kadar birbirine zıt şeyler duydum ki ,sanırım en çok ilgimi bu bölüm çekti.Sizler diğer şehirlere de göz atınız ama.Harika açılar var,bayıldım!


Fazla bayılmadan hepsini taste etsek.
Ace & Pearl - Acquired Taste


Pazar, Aralık 30, 2012

yaşa gör diyor*


2013 diye bi tarih eklenecek hayatımıza artık.
Fotoğraflarımızın arkasına,kitaplarımızın ilk sayfasına,sketchbookumun son sayfasına düşeceğim yeni bir tarih.
2013 yazacağım bir şeylerin önüne arkasına.

Eklenen '3' merak uyandıracak.Ne ola?En cüsselisinden 12 ay daha?Küvezde yenidoğan bir '3' rakamı.Beni sevecek mi?Yoksa ıssız adada kalan adamın uzaktan geçen gemiye el sallayışı gibi göt gibi mi bırakacak?(Duygusal girişe 'göt' olmadı di mi? ama olsun götte insanlar için).Peki nazım geçer mi bu eklenen '3'e?Yoksa inada inat mı yine?Benzin istasyonuna çeker gibi çekip, şansımı 'fulle' desem?Yemez mi?

Meraklar,heyecan.Ah ah, bi ele geçirsem şu levh-i mahruzumu.Lakin 'Sûr meleği' öyle bir koruyor ki ulaşamıyoruz öğrenemiyoruz.'2013 ne getirir bana?' diye göklerin hard-diskine suallesem yine avcumu yalarım.Ya yıldızlara sorsam?Evvel zaman içinde kalbur saman içinde,Muazzez İlmiye Çığ'den duymuştum: "...sümerliler dünyadaki tüm olayların ve tanrıların istediklerinin gökte yıldızlarla yazılı olduğuna inanırdı''diye.Ne yazıyor yıldızımda?Bi çok güzelliğe elim,yüzüm,ruhum,kulağım ve sesim sürtecek mi?Yeryüzü,benim tüm duyularımın -sefer tası- olmaya devam edecek mi?Top sizde yıldızlar!

Yaşa gör diyor.Bu yüzden dünyadasın.Dinle.
Trio Chemirani-Invite.Azadeh