Hugh Grant'la rüyalarda buluşunca illa hikayemiz İngiltere krallığında geçiyor*
hep aynı tarz!
romantik komedi rüya-film!
ama rüya bu
seni görmek istemiyorum diyemiyorsun.
Rüya deyip geçme
yemin ederim 'Two weeks notice 'de Sandra Bullock'dan daha iyi rol kesiyorum
keza Julia Roberts'dan!
Hugh'la baş rolunu paylaştığım kaçıncı rüya-filmim bu bilmiyorum *
filmin jenerik şarkısı da hep bu !
şarkı bile Hugh'un suratına benziyor,
fino surat gibi !
'Beyaz kolalı gömlek ve siyah ceket kimseye böyle yakışmaz' diye omzunu sıvgazlayarak yiğidimi işe yolluyorum Notting Hill' de
ki evimizden .
bunun elinde kahve bardağı yürüyor falan
zaten elleri de güzel imansızın!
Rüya-filmde pek bi atraksiyon yok ,
böyle sense and senbility şeklinde yaşıyoruz!
sonra;golden köpeğimiz,evimizin direği Hugh,ben ve sebiler bahçede firizbi oynuyoruz!
Hugh,,,atiyo firizbiyi,köpek gidip alıyo falan
arada çimlerin üzerinde ki romantik komedi tarzı oturmuş bana dönüp 'sweetheart' diyor.
Film,Türkiye'de geçse kesin fonra Yalın'dan 'küçücüğüm herşeyim' falan çalar ,vahim bir ambiyans!!!
Hugh her rüya-filmimin sonunu tatlıya bağlıyor uyuz oluyorum.
İnsan biraz süründürür yok illa büyük aşkla evlenecek !
öyle sıkıcı bir ingiliz ailesi oluyoruz ki hemen uyanıyorum rüyadan!
-
-
-
Rüyaya sebep olan etken:
kitapçıda çarpışıp,kitaplarımı yere düşürdüğümde kitaplarımı alan fino köpeği ifadeli adam fantazyası!!!!