Cumartesi, Ağustos 20, 2011

sizler yine Bodrum'a gidin*



Bi kuble Seddülbahir.Yarım saat sürer sürmez.Belki o yarım saati bile bekleyemeden ı
şınlanmak isterim o dümdüz denize.İnsanın doğduğu topraklar bi başka di mi?Burnun alışmış bi kere o zeytin ağaçlarının kokusuna .Ne payşalabiliyorsun yerli turistlerle ne de akın akın aaazına sıçılsın istiyosun doğduğun toprakların.Bozcaada'nın ve Kazdağlarının bokunun çıkışını yutkuna yutkuna üzülürken izlerken;sırada ki kurbanın Gökçeada olduğunu biliyoruz.Belki de burda doğanlar olarak bizlerin artık oralara gitmek istememizin sebebi budur; çocukluğumuzda bıraktığımız o yerlerin şimdi Bodrum'laşmasına yüreğimizin dayanmayışı!Yemin ederim dayanmıyor.Yutkundum!

Cuma, Ağustos 19, 2011

heima*

 göğüs kafesimde çepersel bir büyüme hissediyorum!Kabak çekirdeği yiyip üzeride diet kolayı kafayı dikmek kadar mutluluk verici hemide bu büyüme.Ahhh konu savrulmasın: sonra, klibin içine girmek hissini üst dirak seviyesinde tanımlıyorum kendime.Atletlerden,t-shirtlerden ve şortlardan sıkıldığımı hissediyorum.Klibin içinde bulunan bir adet kazağı ve montu araklamak istiyorum.Kazaklarımı berelerimi özledim.Herneyse, onlar çaladursun ,ben de o evin önünde şarap içip onları dinlemek istiyorum .Belki de bitince alkışlarım.Atkılarımmmmmmmmmmmmmm!

duydunuz zonk sesini*

Günlerdir sağ-üst diş serisi ağrıyor.Soğuk,sıcak ,çikolata ne yersem anında tepkiyi koyuyor.Hangi diş olduğunu anlamak için bi kaç gün pusuya yattım taaa ki geçen gece 'zonk zonk' sesisini duyana kadar!Dişçimde aldım soluğu hemen. Adam ne yaptıysa bulamıyor; hava sıkıyor,vuruyor,röntgen falan,hiç bi bok yok !Annem gibi doktortu görünce düzelen cins mi olcam ben de ya.''Aaaaa nasıl bi şey çıkmaz'' diye üzülen cins bi de!Eeee o zaman o zonkalayan diş kimindi ?Fesuphanallah!!!

Perşembe, Ağustos 18, 2011

Dumdum*



Dumdum Biliyor ki; en torpilli balığı benden kapar.Biliyor ki;yemeğin etinden anneanneden gizli araklamayı onun için ben yaparım.Biliyor ki; onu en iyi ben kaşırım.Biliyor ki; yatakta uyurken saçıma tünemesine ses etmem.Biliyor ki; o patileri en çok ben severim.

Çarşamba, Ağustos 17, 2011

morning touching con Amin*




Sabahın körü,kimseler uyanmamışken Amin Maalouf okumaya daldım.Gün içinde çiziyorum,deniz,yemek,kolaj,internet derken en sevdiğim şeyin arada kaynamasını istemiyorum.Kitabımı kimseler uyanmadan -en ben olduğum zaman- okumak istiyorum, bu yüzden 2 saat erken gözlerimi açıyorum güne!Gece uyumadan önce 'uykum gelsin okuyucusu' olmadım hiç çünkü benim için tüm edebiyat hazineleri kendi çaplarında kutsallar.Herneyse konu karışmasın ,bu adam yer yer beni etkilemeyi sürdürüyor.Her ne kadar fanatik İspanyol edebiyatı neferi olsam da araya başka tadlar serpiştirmekten de keyif alıyorum.Tad demişken şu laf şerbetinden yenmez mi?

"In my prayers, I want to say: Lord, don’t be far from me, and also don’t come too close. Let me contemplate the stars on the texture of your cloth, but don’t unveil your face to me. Allow me to hear the rivers that you send running, but Lord! Lord! Don’t allow me hearing your voice" — Amin Maalouf


Salı, Ağustos 16, 2011

she likes cutting them into pieces*






Dergi sayfaları yine odamın zeminini kapladı.Odanın o bölgesinde OHAL uygulaması var. Odama giriş çıkışladı yasakladım.Kesilmeyi bekleyen ve ruhum bir hikaye uçurmak isterse birleşmek için bekleyen parçalar var.Kolajlar benim kimseyi dokundurtmak istemediğim dünyam.Kafamın içinde benim bile bilmediğim bi yere ait bulgular onlar.O yüzden kolajlarla profosyonel bir iş yapma fikri 2 gündür buhranlara sürüklüyor beni.Sanki bu işi okeylersem biri gelip o kimseyi dokundurtmak istemediğim alanı ele geçiricekmiş gibi.Sanki bir gemi korsan gelip tüm kestiğim dergileri alıp kaçacak gibi.gibi.gibi.gibi.

Pazar, Ağustos 14, 2011

fokusu kodum Dalaylama usulü*

Hayattan çıkan sesleri dinlemek,çıkan kokuları çözümlemek, mağma eriyiğinin fokurtularını incelemek için yanardağ ağzından içeri giren bir yanardağ bilim adamı gibi bakınmak/Sonra durmak ; o sesleri ve kokuları yok saymak/Aaaaaa o da ne? takrar tüm yok saydıklarına fokusu diklendirmek 'ver fokusu ver fokusu allahına kadar' demek/A-aaaaa güzelmiş be yaşamak.İnanmıyosan 'sordum mor çiçeğe' taktiğini deneyebilirsin.


aktrobastik element*

Geç aydılar bu yahşi elementler!