Sabahın körü,kimseler uyanmamışken Amin Maalouf okumaya daldım.Gün içinde çiziyorum,deniz,yemek,kolaj,internet derken en sevdiğim şeyin arada kaynamasını istemiyorum.Kitabımı kimseler uyanmadan -en ben olduğum zaman- okumak istiyorum, bu yüzden 2 saat erken gözlerimi açıyorum güne!Gece uyumadan önce 'uykum gelsin okuyucusu' olmadım hiç çünkü benim için tüm edebiyat hazineleri kendi çaplarında kutsallar.Herneyse konu karışmasın ,bu adam yer yer beni etkilemeyi sürdürüyor.Her ne kadar fanatik İspanyol edebiyatı neferi olsam da araya başka tadlar serpiştirmekten de keyif alıyorum.Tad demişken şu laf şerbetinden yenmez mi?
"In my prayers, I want to say: Lord, don’t be far from me, and also don’t come too close. Let me contemplate the stars on the texture of your cloth, but don’t unveil your face to me. Allow me to hear the rivers that you send running, but Lord! Lord! Don’t allow me hearing your voice" — Amin Maalouf