Cumartesi, Ocak 19, 2013

hayat kime bando mızıka?*



Alıp veriyor alıp veriyor..Yorulmuyor ama kendi kendininin yaralarına pamukla tendürdiyot basmayı da unutmuyor;
Bazen>şehir efsanesi olan kulak kemiren gelincik, bazen ise tüm kırıklara deva en kral japon yapıştıcısı.
Bazen> glutenli ama bazen glutensiz .
Bazen >seçenek bile sunmaya tenezzül etmiyor ama bazen de çoktan seçmeli bereketini esirgemiyor.
Bazen>yerçekimine karşı koyup ayaklarımızı yerden keserken beş dakika sonra yere çalıp göt havada bırakabiliyor.

Olcak anam olacak,hepsi olacak.Hayat bu, my dear lö okur.İç açıları dış açılarını düdükleyip sonra boynunu öperek gönlünü alacak.'Herşey insanlar için' lafına geldik mi yine.uheuhehue.Yine dönüp dolaşıp anne laflarına tosluyoruz amk.Bu mudur milenyumyus?

Felsefik güdümlü sadede gelirsek:Amaç bu ayakların zeminden kesildiği an ile kafa üstü çakılmak arasında ki süreci beslenip ve aldıklarımızı zevkine vara vara geviş getirerek geçirmek.Düşündüm taşındım bu karara vardım.'Geviş getirmek' kilit nokta.Sağlam bir gevişçi olursak erken göçmek ve geç göçmek anlamını yitiriyor.Hakkını verecez başka yolu yok.'Öyle dolu dolu geviş getirdi ki,midesinin akıyla gitti''desin arkamızdan tüm memeliler.Bu illa çok aktif olmak anlamında değil.Çok kral bi yan gelip yatıcı.da olabiliriz.Onun bile hakkını vermek lazım,kanepede yanlama husunda  başarısız olan insanla işim olmaz zaten.

Nasıl ama Dalai Lama havası estirebildim mi?Yok beaaa,'aydınlanmak ve farkındalık' laflarını kullanmadım halen,sizlerin saflarındayım koçlar.heuheue.

Yemedim içmedim neden filozofa bağladım ben bugün.Hayat ve ölüm muhabbeti oldukça harlandı bu sıra.Herkes sevdiklerini birer birer kaybediyor.Bu gerçekle yaşamak zor ama hayat onun bile 'en doğal'süreç olduğunu uygun bir dille anlatıyor bize.Gerçi SS anlatıyor ama olsun öğretiyor ya.Koca Pargalı bile öldü,sana bana kalmayacak.Allahım son viraja girince illa içine edecem yazının ya.Bi adam gibi biterebilsem ya yaaa!Bi böyle kompozisyon sınavlarında olduğu  gibi mükellef bi girişden sonra, gelişmede dilli milli filozoflara taş çıkarsam, akabinde sonuç bölümünde en kral sözle postuma son versem .Yok abi.2005 yılından bu yana muhaffak olamadım böyle postlara.O Pargalı'yı oraya sokmayacaktım ama gündeme yenik düştüm.Gerçi gündem değişti ama olsun.

Madem post raydan çıktı ve pusula şaşı beş oldu o zaman 'saçmalamak hakkımız söke söke alırız' derin sularında kulaçlamak free.
Sonra ne mi oldu?

Bu fotolara bakıp gülümsedim. 
'Keşke denk gelebilseydim ve şuna gidebilseydim' dedim.
'Tüm gün bu harika şarkıyı dinlesem yeridir' dedim:
Taj Mahal - Squat That Rabbit  

Cuma, Ocak 18, 2013

özlü söz acamedy*


Her moda kölesi ve moda maymunu ölümü tadacaktır.
Değerus.

Aloha auinalā ooo baby*




Tüm gün,her yerde kulağımıza oturmaya gelen Usher ve scream şarkısından kurtulmaya çalışmalarımız olumlu sonuç verdi sayılmaz lakin en son taksi ve kahve esnasında da ziyaretimize geldi.Çekim için bulunan garip luxlerden lux beğen oteli ise duvar kağıtları ile hipnotize etmeye devam etti.Sabahtan bu yana Usher ve duvar kağıtlarının etkisi altında nefes alış verişimi aksatmadan devame ettirmeye çalışıyorum.Gördüğünüz üzere bedensel ve uzuvsal olarak sağlamım ama akıl sağlığım için aynı şeyi söyleyemiyceam.Ara sıra kendi kendime ''oo baby baby o babyy baby'derken yakalıyorum ve sis perdesi arasından gözümün önüne bu surat geliyor.
Herneyse, o da sevdiğimiz bi abimiz.
Ne diycektim ben;
Günün en güzel gelişmesi ise Vans Aloha bebesinin  çekime yetişmiş olması .Biz şimdiden yazı getirdik sayın okur  başkan!!!Siyah beyaz ara başlıkları geç, aslında çiçekler bastı ortamı.

Çekime adını veren şarkı gelsin:
Mountain-Swamp Boy

Perşembe, Ocak 17, 2013

kolajlara>ver bi alt dudak*


Kolaj garip bi şey .Neden garip? Çünkü, ülkeden ülkeye beğeni ve ilgi yüzdeleri belirgin şekilde değişiklik gösteriyor.İspanyollar,Portekizliler,İtalyanlar ve Latin Amerika kolaj için delirirken diğer coğrofyalarda bu ivme aşağıya doğru inişe geçiyor.İskandinavlar ve İngilizler bu saydığım kolaj 'like' topluluğunu takip ediyor.Türkiye'de ise daha da garip lakin en çok duyduğum şey 'anlamıyorum'.oluyor.Facebook'da paylaştığım kolajların altına 'böyle saçma sapan şeyleri niye yapıyorsun?''diyen bile var.Tabii bu genellemem sadece kişisel yaşanmışlıklarıma dayanmıyor.Bunu gerek sanat içerikli paylaşım sitelerinin akışından gerekse de geliştirmekte olduğumuz modern art gallery projesi için yaptığımız ön çalışmalarda ortaya çıktığını gördük.(şimdiye kadar yapılmış olan kolaj sergisi yüzdeleri de buna dahil.-ülke ve icra eden bazında-)
Bunların yanında; kısa süre önce bu sefer kendi kolajlarım için dahil olduğum Flickr'ın kolaj içerikli paylaşım havuzları da bu ülke verilerini kat be kat doğruluyor.Sayfaya gelen bi kaç Türk arkadaş yorumu yine 'bu ne şimdi?'oluyor ama aynı kolaja güney Amerikalılar deliriyor.Uçmaktan mı korkuyoruz sizce?Yoksa hayatta olağanın dışında şeyler görmeyi mi reddediyor iris?Kitap okumayan bir toplumun paslanmış hayal kurma,surreal bi alan yaratma ve gerçeğin dışına çıkabilme yetilerini kaybetmesi mi yoksa?Yoksa sadece ülkeden ülkeye değişen zevk değişimleri mi?Fransa'da nasıl fotoğraf,resimden daha çok ilgi görüyorsa,bu da onun gibi bişey mi?

Tüm bunları zı zız ızttttt diye geçip,tüm laflar fasa fiso diyip asıl olan noktaya geliyorum ki 'zevk ve renk konusuna asla burun uzatılmaz'.Beni, asıl bu postu yazmaya itekleyen hissiyatlar farklı idi. 'Zevkler ve renkler tartışılmazın'en kral ayağı olan> 'zevkine ve rengine uyuşan kitle hareketi' anaforu.Gerek twitterdan,gerek facebook sayfalarından gerek ise bloglarından kolajlarımı paylaşan arkadaşları gördüm.İşte bu postu yazmamın esas amacı; ülkesel verilerden çok kalpsel verilerdi.Tanımadığım bu arkadaşlara sevgilerimi nükleersiz başlıklarla yolluyorum.Sadece paylaşmış olmalarından dolayı değil, hayal dünyamın içine girip benimle bi kaç tur attıkları için...

Hatta bu tur için bi lö müzika ayarı bile çektim size :
Tok Tok Tok - Help

Pazartesi, Ocak 14, 2013

iç kulak duyumları*


Bugün en çok duyduğum laf> Molto elegante.
Pure perfection ise ikinci sırada
Üçüncülük koltuğunda ise Cavalli is passion oturuyor.

detaylar biçim biçim*








Son yıllarda, erkek modasından daha çok haz alır hale geldim.Hem görsel olarak,hem çekim performansım hem de izleyici olarak.Daha çok hoşuma gidiyor ve bence daha iyi işler çıkıyor.Ama katıksız bir dişi olarak halen dişi detaylarlarıyla kara sevdalıyım.Her kadın gibi tamamlayıcı unsurlar hep bi hawaiii fişek yakınımda.Bi ayakkabıya,bi çantaya ve bir kemere vurulmam an meselesi(gerek iş gerekse myself).Gerçi artık bir çok -male- çekiminde de artık bu parçalar rahatlıkla unisex kıvamda kullanılabiliyor,o yüzden daha bi kapsamlı düşünmek gerektiriyor.Hafızama freedom!

Yaratıcılıklar sınır tanımıyor,muhteşem creative ekipler kuruluyor ve buna paralel olarak çanta ve ayakkabı sunumları için çok şık ortamlar hazırlanıyor.Bu kokteyl şekli şemalinde tasarlanan tanıtıcı walklar;ürünlerle tanışmanızı daha yakın bir hale getiriyor.Sanırım benim gibi dokunmatik insanlar için daha uygun bir sistem bu.Mini boxlardan bi kaçına ellememle birlikte,hayalimde nerede nasıl kullanacağım hemen şekillendi mesela.Önce iş bro!!!pof!

Uzun bi aradan sonra> özlenen dostları görmek çok güzel
Manfred Mann-Pretty Flamingo

Pazar, Ocak 13, 2013

lazerde kadercilik*


''Benim ne zaman olacak yeaaaa?,hasret mi kalayım flaşlı yanarlı dönerli isim yazımına?,lazerli mazerli albenili olmaz mı?''derken, yıllardan sonra oldu ama  yine kendim yapmak nasip olmadı.Rodrigo ısrarlarıma dayanamayıp yaptı ve beni bu amansız arzudan kurtardı.Olsun,alnıma -kendi elimden çıkası-yazmamış.Herşeyde bi hayır var .euhueue.Ulan bu foto nasıl bu yazıya meze olur ya.uheuhee.Hayırlısıysa olsun hayırlısı değilse olmasın.uehueue.Herşey bilinçaltı kader kısmet.Flaşlı hayırlara vesile olsun tümevarım açılımı.Nasip ve kısmet cant keep calm.
Hayırlar&vesileler co. hipnoz saldırısı ileriiiiiiiiiiiiiiiiii:
hayırlısı neyse
hayırlısı
değilse
hayır
olsun
hayır
hay
ha!!!!

yavru kuş botland*


Moda haftası münasebetiylen oldukça aktifleşen son 2 günün ''en bebesi'' ne diye soracak olursan,kesinlikle erkek botları diyeceğim.2012-13 yılları; ayakkabı ve bot  tasarımında mühim yıllar olarak kayıtlara geçecektir.Bu kadar çok çeşit daha önce görmemiştim ve bu kadar çok bot renkliliğine daha önce rastlamamıştım.Bir sonraki  kış oldukça renkli erkek botları sahalarda olacak.
Hepimizin, bi sonra ki styling işleri için favori parçaları oluşmaya başladı sayılır;notlar alınıyor,fotoğraflar çekiliyor.En çok beğendiklerim ise, şu yukarıda duran yavru kuşlar.Bildiğin yavru,bildiğin bebe,bildiğin kuş.

Bugün en çok duyduğum şarkı buydu:
Asaf Avidan - One day