Perşembe, Temmuz 25, 2013

mız da mız *


Buraya gelmeden önce 4 mevsimlik bavul hazırlamam gerektiğini biliyordum ama bunun bi kadın için dünyanın en zor şeyi olduğunu da biliyordum.2 bavula 4 mevsimi sığdır bakalım sığdırabilirsen.Burda hava insanı afallatan ve adaptasyonu oldukça zorlayan bi şey.Sabah yağmur yağıyor,öğle tatilinde güneş açınca millet denize giriyor ve akşam birden kış oluyor.Ve ya tam tersi.Bazen güne fırtına ile uyanıyorum ama sonra bir süt liman bir deniz havası yayılıyor ki somayın gitsin.İlk 3 hafta hep yanlış kıyafetler giydim.Sandalet giydim yağmur yağdı,mont aldım güneş açtı,mini elbise giydim buz kesti.Hep küfür ede ede döndüm eve.Brezilyalı'lar artık bu işim uzmanı olmuş;önce balkona çıkıyorlar sonra bi de arka camdan havaya bakıyorlar ve o gün havanın nasıl olacağını anlıyorlar.Evet çoğu bulut okuyor.Bu durumla yaşamaya alışmışlar bunun için 'gerçek Cariocaysan bikinin ya iç çamaşırın yerine ya da çantanda olur'diyorlar.Karışık bir hava durumu.Bazen nem bastırıyor ki tüm sinir sistemini allak etmeye yetiyor.

 2 gün önce 'of anam sıcak'diyip denize giren ben şimdi 2 kat çorap ve 2 switşörte batmış şekilde yatağıma tünedim.Yok yok şikayet etmiyorum sadece alışmaya çalışıyorum.Yoksa şikayet mi ediyorum?Bu sabah böyle bi ülke hasretinle uyandım ki sormayın hani böyle uçak birazdan kalkıyor deseler koşa koşa gidicem hemen uçağa.Bi an herşey yabancı geldi,kendim bile,sanki o an sadece Türkiye ile ben olabilirdim.Öyle gelir geçer aldırma gönül derken olay geçmedi.Hassss saat kaç 22:55.Özlem,ağlaklık süresini biraz abarmışım.Bugün öyle geçti tüm gün.Bahçemizde şeftaliler olmuştur diye düşündüm,benim mangoyla işim ne.mango ne?ben kimin?ben şeftali yemek istiyorum gibi şekillerde bile saçmaladım.Bugün etrafımda tanıdık şeyler görmek istedim ve hemen mercimek çorbası yaptım,Türkçe kitabımı çıkardım okudum,bi kaç arkadaşımı aradım falan fıstık.

İşin zor etaplarından Türk kahvesi kısmı daha da dram!Bitti abi.Bildiğin Türk kahvem iki gün önce bitti ve ben gidip gelip kuru kahveci mehmet efendi metal kutusuna bakıp  bakıp duruyorum.Hatta bu sabah bağımlı gibi gittim kutuyu kokladım.Şimdi diyeceksiniz koca Brezilya'da kahve yok mu ,kahvesiz mi kaldın.Bu konu ayrı bir post konusu o yüzden ,hayal kırıklığı diyebilirim.

Gün be gün yazmayı planlamıştım ama dediğim gibi çok zor bir ülke ve öğrenmek zorunluluğu olan bi ülke.Yani hangi sokakları kullanman ve kullanmaman gerektiğini bile ezberlemen gerekiyor.O yüzden kafam blogda değil,ülke dersinde.Aslında yazmak istediğim tonla şey var .'Ah bunu da yazmalıyım,bunu unutmasam da yazsam'gibi kendi kendime geveleyip duruyorum.Kendi kendimeden çıkıp sizlere burdan akmasını diliyorum.
Tez vakitte Değercim.

Yarın güzel uyan Değer'cim.'Anneağğğğğğ'diye mızmızlanma Değer'cim.
'Pınarrrrr Viber'den konuşalım hadi' diye arkadaşının beynini zikme' Değer'cim.
Kahve nedir ki bul bi tane ordan zıkkımlan Değer'cim.
Ne var bi günde 4 mevsim,keyfini çıkar Değer'cim.
Yıllarca şeftali yedin biraz da değişik meyveler ye Değer'cim.
Güzel uykular Değer'cim!