Cumartesi, Nisan 20, 2013

kuzu kuzu melanj bekleşmecesi*





///Nasıl bakalım mevsim sapıtmaları,geçişleri ve geçemeyişleri ile aranız?Benim gün be gün değişen bir grafiğim mevcut.İstikrarı oldum olası sevememe ve sağlıyamamamın faturasını mevsimcağazların geçişine bağlamak yalan-yanlış olur.Ara ara 'havalar şerbet mi olsa' diyorum ,sonra vazgeçip 'kışı çok özliycem'diyorum.Ara ara Nazım Hikmet gibi 'ah!açılma bahar,açılma bahar!'dedikten sonra 'mı acaba' diyorum.Garılar, çiçekli pontulları ve hali hazır ettikleri pedikürlü patileriyle çiçekli pontullarıyla ve birkenstock'larıyla hazır pusuda bekliyorlar.Bi güneş açsa tarumar edecekler ortalığı ama şimdilik sinmiş bekliyorlar.Bi de  o saçlar  maşalanıp,fönlenip dışarı çıkıldımı bahar geldi demektir.Acaba sadece bu kadınlar için mi bahar gelmesin diyorum, kar kış olsun şunlar evden çıkamasın diye mi?Böyle bi bahar gelsin coşalım,kuduralım,kendimizi dışarı atalım grubu var abi.Uzun zamandır bu familyayı inceliyorum ama halen çözemedim.Görende her allahın günü maşalanıp bungee jumping yapmaya gidiyorlar sanacak,o kadar heyecan,adrenalin dolular bu bahar ve sokak gezmelerine.Bi aşağı bi yukarı bi aşağı bi yukarı.
Herneyse;ne diyordum,uzun süre soğuk diyarlarda mevcudiyet göstermek bile bu bahar ve yaz molasını elimden geldiğince erteleme isteğimi durduramıyor.

///Henüz erik yemedim,görmedim bile.Dolayısıyla erik komasına da giremedim.Ama şimdi yazarken istedim.Amaçsızca erik yemek istedim,'yeşilmişik' diye diye yemek istedim.Kimle aynı çay tabağı altlığına koyulmuş tuz öbeğini paylaşmak isterdim?Can Yücel'le tabii ki.Biz onunla yeşilmişik o zaman!

////Sanırım bugün en çok beğendiğim şey bu oldu.İçinde bazı cümleler var ki, 'nefes alışı' bu denli düz anlatan hissiyatlara uzun süredir rastlamamıştım.İki güzelliği birbirine şiirsel olarak ne güzel bağlamış.Katmerli insanları seviyor ve merak ediyorum.

///Siz> baharı bekleyen kumrular gibi beklerken ben mayo seçimini yaptım bile.Bu yaz konseptim belli,tarzım belli.Sahil güvenlik .Sarı seçmediğim için beni halen sevebilirsiniz.

///Kulaklığın sesisini kısmayı unutunca civarın beni uyarmadan sabretmesi hallerini çok seviyorum.
O zaman bi tane daha dinliyebiliriz.

Perşembe, Nisan 18, 2013

ses*


O ışık var ya o ışık;işte o ışıkla çok daha güzel insanlar olacağız.
İnsan olacağız.Sadece insan olmak yeter mi?Yetti mi?
Hayır.
Özgür canlılar olacağız.

İnanacağız, o aklın yollarını,bilim yollarını,sanat yollarını hep çok seveceğiz.
Onlarla büyüyecek,katlanacak,soru sormayı öğrenecek,kendimizi tanıyacak ve o ışığı arkamıza almayacağız.
Aydınlık yüzlerle birbirimize gülümseyeceğiz.
Gözlerimiz kamaşacak ama yine de gülümseyeceğiz.
Ses vereceğiz:
Fazıl Say-Ses

Salı, Nisan 16, 2013

beauté bozacı ve şiracı*


2013-14 kışı için şimdiden bu kazağı örmeye başlarsak kaç ay debelene debelene bitiririz?Örgü koçum Pam. ile üstesinden gelebiliriz gibime geliyor.
Ama kışı düşünmek için şimdi erken.
Bunun için mini bir Değer hazırlığı:
-Le coq sporif ve Alix Petit tadından yenmiyecek haldeydi,benim bir suçum günahım yok.Bak.
-Ve tabii ki tüm bu koordinasyon birlikteliğini bize sunan;Heimstone.Ve işte... ayakkabılar başbaşa vermiş 'bozacının şahidi şiracı' etek-ceket bebesi.
Kendilerine teşekkürlerimi sunarım.

O zaman keyifli bir şarkıyı hakettik.
Lö listen:
Jackie Wilson - Higher And Higher

Pazartesi, Nisan 15, 2013

illa bir iyelik eki; Death of Sardanapalus*


Victor Hugo o gıcırtılı kapığı ağır ağır açmasaydı,halimiz ne olurdu?
Ya John Keats soneleri süzülmeseydi ruhlara?
William Blake 'and a heaven in a wild flower'demeseydi.
Romantizm,rastlantısal bi olgudur,o yüzden mi çarpışırız?
Düşünsene tüm rastalntıları bir Eugene Veron sakinliğinde yorumladığını.
İşte öyle,Caspar'vari bi şey.
Yumuşak bi şey ,sakin bi şey, yerel bi şey.
Külliyen hümanist ama ne denli bencil orasını bilmem.
'Romance is dead' bize uyar mı?
Bazen ss uyuyor di mi,malum zaman zaman köküne kadar makina parçasıyız.
Romantizm tanımını, kadın erkek ilişkilerine indirgemiyorum ama sanayi devrimine de şimdi giresim yok.'Kırmızı güller falan' diyip bu tanımın içine edip aydınlanma çağınının yakama yapışmasına da razı olamam.Berlioz,Rousseau ve Lord Byron hakkını helal etmez ki buna göynüm razı olmaz.

Tam havaya girdiğim bi gün uzun uzun yazayım o zaman.Şimdi kafamın bi tarafında tamamen aç olan karnım var .Bak açken romatizm de işlemiyor ve o an en kral realist oluyorsun.
Naparsın işte dünya.
Survivor'da ne oldu be?Kim elendi?Netten bi bakayım.
Tamammm be, part-time romatizm gündelik kesintilere uğrayabilir.

Şimdi lö müzika:

Polyrock - Romantic Me  

Pazar, Nisan 14, 2013

ohh,ekvator sana termosfer*


Mavi,atmosfer ve basit.
Çok basit.
Tamam karmaşık görünebilir malum atmosferin toplam kütlesinin yaklaşık 5,1 x 1015 ton olduğu sanılmakta.'Ohaaa'lamayın hemen,saygı duyun biraz hava küreye.Sana mı soracaktı tonunu monunu.Oldu olacak morötesi güneş ışınımını emerken de sana danışaydı.
Niyahhh,şimdi Heterosfer basıncının üstesinden gelmek için musiki arası veriyoruz.
Dinleyip, %1 lik su buharıyla dans etmeniz için bi engel yok,tüm gazlar hizmetinizde:

fish doesnt think because fish knows everything*





Balık kokularına veda.Ölmüş ve hapsedilmiş balıkları görmeye veda.Finally.
Akvaryum beni çok rahatsız eden bi şey.Küçükken sahip olduğum tek japon balıklarının yalnızlığı içime dert olurdu.Annem dayanamaz gider arkadaş alırdı ama yine de hoşuma gitmezdi bu balık hapishaneleri.Koca kadın oldum halen ne zaman akvaryum görsem ''eminim canları çok sıkılıyordur'' derim.Kimin haddine abi bi müreni denizden çıkarıp insanların hizmetine sokmak?Nesin sen ey insan?

''Köpek balıklarının cam fanuslarda işi ne?''diye söylenebilirim.''Off  akvaryum akvaryumdur işte yeni görmüş gibi abartma''tarzında söylemlere de dilim damağıma yetmeye yetmeye cevaplar verebilirim.Moda çekimden çok hayvan hakları neferi direktörü olabilirim.Buzulların erimesinden girip,arıların eksilmesinden çıkabilirim.Kesmez tabii,malum gaza daha çok gelebilirim.Çin'in fildişi ticaretinden giirp,Polar bear hassasiyetinden çıkabilirim.Bu konuda durmaksızın beyin ütüleyebilirim.
Bilmiyorum birden farklı evrimler geçirebilirim.
Yoksa milletin dediği gibi çok abartıyor olabilir miyim?Bu sıra çok mu duyarlı oldum yoksa?Ama size de çok saçma gelmiyor mu?Niye yani?

Balık demişken 'alakaya lö maydanoz' bölümünü atlayacağımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Post başlığı ''Fish doesnt think because fish knows everything'' Arizona dream filminden alınmış bir sözdür.Kimine göre surreal,kimine göre ironi bombardımanı ama bana göre düşlerin hayat içi  önemini yansıtan bir filmdir.Atmosfrerinde hüzün olsa bile ''If you wanna know someone you should know his dreams''sözüyle kurguyu ılıklaştıran filmdir.

Arizona dreams-In the death car