Pazartesi, Nisan 15, 2013

illa bir iyelik eki; Death of Sardanapalus*


Victor Hugo o gıcırtılı kapığı ağır ağır açmasaydı,halimiz ne olurdu?
Ya John Keats soneleri süzülmeseydi ruhlara?
William Blake 'and a heaven in a wild flower'demeseydi.
Romantizm,rastlantısal bi olgudur,o yüzden mi çarpışırız?
Düşünsene tüm rastalntıları bir Eugene Veron sakinliğinde yorumladığını.
İşte öyle,Caspar'vari bi şey.
Yumuşak bi şey ,sakin bi şey, yerel bi şey.
Külliyen hümanist ama ne denli bencil orasını bilmem.
'Romance is dead' bize uyar mı?
Bazen ss uyuyor di mi,malum zaman zaman köküne kadar makina parçasıyız.
Romantizm tanımını, kadın erkek ilişkilerine indirgemiyorum ama sanayi devrimine de şimdi giresim yok.'Kırmızı güller falan' diyip bu tanımın içine edip aydınlanma çağınının yakama yapışmasına da razı olamam.Berlioz,Rousseau ve Lord Byron hakkını helal etmez ki buna göynüm razı olmaz.

Tam havaya girdiğim bi gün uzun uzun yazayım o zaman.Şimdi kafamın bi tarafında tamamen aç olan karnım var .Bak açken romatizm de işlemiyor ve o an en kral realist oluyorsun.
Naparsın işte dünya.
Survivor'da ne oldu be?Kim elendi?Netten bi bakayım.
Tamammm be, part-time romatizm gündelik kesintilere uğrayabilir.

Şimdi lö müzika:

Polyrock - Romantic Me