Çarşamba, Haziran 26, 2013

artık hiç bi şey eskisi gibi değil*

Selam çaps;
İnanmıycaksınız ama unuttum ben blogu.Sadece blogu unutsam iyi lakin kendimi de unuttum.Mayıs'ın son günleri ve şu ana kadar sanki bitkisel hayattaydım.Ne ben artık o eski Değer'dim ne de hayatım eskisi gibiydi.Ya düşüncelerim?Onlar da tamamen değişti,yıllar yılı doğru bildiğim herşey değişti,görüşüm,bakışım,ele alışım,inancım ve içimde ki tüm mekanizmalar tamamen değişti.Bir gece bile uykusuzluğa dayanamayan bedenim 4 gün uyku yüzü görmedi.Uyumaya çalıştığım zaman ise ya elim twitterda ya da yarım göz 2 tv kanalındaydı.Hepiniz gibi karmakarışık ama gökyüzüne kadar umut doluydum.

İstanbul'da bu halde yaşarken diğer yandan da yeni iş ve hayatım için Brezilya'ya göçüşüm için hazırlanmam gerekiyordu.Yapamadım,o bavulları bi türlü hazırlıyamadım.Gidersem sanki tüm arkadaşlarımı tek başına bırakacakmışım gibi ruh haliyle savruldum durdum bavulun başında.Ve olan oldu gidemedim ve biletimi 10 gün erteledim.Ama bu erteleme bile yetmedi,bu tutunduğumuz umudu bırakmak istemedim.Ne uçuşa,ne yeni bi heyecana,ne yeni bi hayata,ne sergi hazırlığıma,ne yeni dergiye ne yeni evime ....hiç ama hiç bi şeye konsantre olamadım. 2 haftanın uykusuzluğuyla bindim o uçağa.Yepyeni ve çok uzak bi ülkeye indim sonra.Suratımda ne bi heyecan ibaresi ne de coşku vardı.Normal şartlarda ölüp biterdim hayatımda ki ve kariyerimde ki bu gelişmelere ama benim aklım milyonlarca arkadaşımdaydı.Araya doğumgünüm girdi,burda yani Brezilya'da ki arkadaşlarımdan hiç bi şey istemedim,sadece twit atın dedim.Minicik bi tatlının üzerinde ki tek bir muma üfledim usulca,Ethem için!

Geldim,1 haftadır Rio de Janerio'dayım.Yeni bir mahallem,ev, ve semt pazarım var.Hem huyuna suyuna hem de iklimine alışmaya çalışıyorum.Diğer yandan halen Türkiye saatinden vazgeçemedim,debeleniyorum!Urca'da bi markette bulduğum Türk peyniri benzeri peynir buraya geldim geleli beni güldüren tek şey oldu.Ama dediğim gibi herşey eksik ve ben aynı ben değilim.Herkes telefonu elimden düşürmediğimden şikayetçi,konuşmalara dikkat kesilmediğimden ve kafamın başka yerde olduğundan.Evet öyle saklamıyorum.Sizler gibi Ankara sokaklarını merak ediyorum ve evet o telefonu elimden düşürmüyorum.Sonra okuduklarım,duyduklarım ve izlediklerim karşısında beynim karıncalanıyor ve hiç bi şey yapamıyorum.

Bu arada merak edip mail atanlar için kocaman bir 'sağolun'.Bilinçli bi ara değildi bu ,tamamen karıncalanan ve duran bir beynin arasıydı.İdrak zorlukları yaşadım,vicdan nediri aramaya koyuldum içimde.Adalet ve demokrasi başlıklı baloncuklar beyinciğimde kolgezdi.Sonra milyonlarla büyüdüm,caddelerde akan seller gibi süzülen arkadaşlarım oldu.Birbirinden alakasız tonla his içimde barınmaya başladı ve ben onları tanımaya koyuldum.'Umut' hiç bu kadar yakınımda solumamış meğerse,onu anladım.İşte bu ara, bu hislerin ve açıklama bekleyen beynin arasıydı.Bu yaşananlar karşısında beynin sağlam kalan kısmını kurtarabiliyorsak ne mutlu bize!
Bu postu okuyan gözlerinizden öper,çok uzaklardan ve maymun dolu bahçe ağacımın altından selam ederim.
Normalleşip gün be gün yazma umudum var.
Hepinizi seviyorum dersem çok mu saçmalarım.çapul kardeşliği !
Hug!