Cumartesi, Aralık 29, 2012

beyaz-perde tecessüsleri*


Meraklandığım film sayısı artıyor.Demin,Mehmet Acar'ın Düşmansız yapamayanlar başlıklı yazısını okudum.Yorumunu okuduğum andan itibaren 'ah, bu akşam keşke izleyebilsem'dedim içimden.
Geçen hafta , aynı hissi Berrin Karakaş'ın F tipi film başlıklı yazısından sonra hissetmiştim.Twitter'dan F tipi yorumlarını takip ediyorum ve yorumlar karşısında merak daha da seripiliyor.
Ülkelerin geçirdikleri süreçlerden dolayı sanat da kendi payına düşeni alıyor ve sanırım bi patlama oluyor.Bi ses,bi kulak ve yılların susan nefes boruları sanatla mı uyanıyor,ne oluyor?Nedendir bilinmez son aylarda; yurtiçi yurtdışı beğendiğim tüm filmler politik-siyasi-dram triosunda.Sadece bizim eller değil,bi çok coğrafya halen 'unutulmayan ve halk sesi' fomatında doğurmaya devam ediyor.Yaşananlara miyoplaşılamıyor,işte bu insanın ve sanatın nefes aldığının en büyük kanıtı.Kosova kısa film yarışmasının adaylarını gördüm ve dudağım uçuklayacak sandım bi ara.Politik filmleri öyle bir mavilikte sunmuşlar ki, mesaj kaygısı suda ince taneli tarhana gibi eriyip gidiyor ve size kalan kocaman bi ufuk ve yepyeni sinekliksiz pencereler.Ferah bir göz ve muzevir bir soul!
Merak ettiklerim henüz sonlanmadı.
Though I Know the River is Dry inanılmaz merak ettiğim bir film.Umarım sansürsüz ve kazasız sonuçlanır ve bi kaç Kahire'li yönetmen arkadaşımızın bahsettiği o inanılmaz oyunculuğa şahitlik etmiş oluruz.

Bugünlük meraklarım bunlardır.Ha bi de hayatın gerçeklerinden merağım var .Tüm zor pişen nohutlar nasıl bana denk gelebilir?

Nohut oda bakla müziko:
Kano - Can't Hold Back Your Lovin

Cuma, Aralık 28, 2012

the glory of tahini kasırgası*


Tahin delisi oldum.Coğrafik bir addicted mi yoğusa 'tahin seni çağırıyor' kavimler göçü ateşi mi?Ne la bu?Ceviz ve hamurla yanyana gelince very very bombastik hal alışına hastayım.Tahinden tahine de fark varmış onu anladım bi de.Resmen acayip farklı yapım aşamalarından geçen tahincikler var.Türkiye'de pek başarılı olduğunu söyliyemiyeceam bu arada(bi pastane ve bir fırın haricinde).Eskiden beri çok severim ve yemeye başladım zaman o halkasının minik ortasını gördüğüm çok olmuştur.'Dolana ay dolana dolana gün dolana' şeklide konuşlanmış yapısı itibariyle hep çekici olmuştu benim için.Sarmal ruh haliyeti sebebiylen dışten içe doğru ilerledikçe yumuşaklık oranı artan, yedikçe güzelleşen çörekler medeniyetine adını altın harflerle kazımıştır.Şimdi sarmal olmayan,ekmek şeklinde daha az şekerli ama daha içi daha yoğun bir traditional egyptian tarifi ile başım belada.Yaptım o ayrı,içine; yeni duyduğum kuru bi üzüm çeşidi ve bordo renge yakın bi ot koydum. Başka bi tarif daha edindim ama tarifi bi uzay mekiği inşaası kadar meşakatli.Gerçi feriştahı diyolar ama umudum yok.Benim harcım değil o ,bu hamur mevzuu başka bir el yordam lover işi.Verecen anne,hala,teyze eline,canına okuyacak.

Tahinler,hamurlar,cevizler mutfaklardan ırak olmaya
France Gall - Ne sois pas si bete

Öyle bi dayanıyor ki*


Sadece kendimin değil>başkalarının da hayal dünyasına,yarattığı ruha girdikten sonra normal hayat akışına dönüşüm rötarlı oluyor.Düşünsene; herkesin hayattan alışı,yorumlayışı,sunuş şekli farklı ve bu çok heyecan verici.Bu heyecan verici paylaşımlardan sonra bi süre böyle takılıyorum.Hatta mümkünse etrafıma uyarı fişeleri atıp ''bi rahat parkın beni'' diye önsöz geçiyorum.
Ve galiba ben; gerçek hayat,içerdiği hırslara dahil olma ve kuralların elçisi olma konusunda bu yüzden paytak ördek kategorisinde takılıyorum.Olamaz mı?Bence bi olasılık.Bu tercihim tamamen kişisel gönüllük esasına dayanıyor.Öyle bi dayanıyor ki !

Sergide kulağıma ilişen lö müzika.Oraya nasıl yakışmıştı anlatamam.
Anouar Brahem - The Astounding Eyes Of Rita

Perşembe, Aralık 27, 2012

hayırlı perşembeler,hayırlara vesile olsun*


Joe Budden 'love hard' başlığı altında bu fotoğrafı paylaşmış.Yahu onların gecesi bizim sabaha denk geliyor ya iyi oluyor.İnsan,karga bokunu katık etmeden böyle kareler görmeyi tercih ediyor.Fena mı işte,mevzu 'love',her daim yüreğimizin üstünde yeri var.Gözümü açtığımda Facebook'da gördüğüm ilk foto bu oldu.Şimdi şu poz Facebook'da ki bi ton yapmacık düzgün çift(?!) fotosundan daha doğal değil mi?Kesinlikle yanak yanağa zorla verilmiş karı koca fotosundan daha doğal,yalansız ve terbiyeli(neyse).Sabah sabah,ülke ve civar haberlere dağılmadan böyle sanatsal elleşmeli fotolar günü aydınlatabilir.(elleşmeli ama Brooklyn saflarına Türk yorumu sızdı)

Hepinize>golden tequila kokusunda,dokununca'cennet var' dedirten,bilekli nike ayakkabılarınızla bile en sexy sizin olduğunuzu hissettiren ve vizyonu 'elin kemiği yok ki' olan flörtler diliyorum.Bi Chris Brown ve badgirlriri instagram pozları gibi suit ortamı diliyorum hepinize(her ergen yeğeni olan canlı bu çifti takip edecektir).Ne bakıyonuz ekrana,daha belanızı mı istiyosunuz?En kral yeni yıl dileğinde bulunuyorum size.

Şampanyalar köööpeniz olsun,saldırın koçlar!
Şimdi bu klip cuk otursun.
CITIZENS - True Romance


Çarşamba, Aralık 26, 2012

şizofrence olay tatlıya bağlansın*


''Evet hediyeleri sırayla alayım'' der demez dünyanın güzel kutusunu kafama çaktı (mevlam ile aramda böyle çok seri ve sonuca tez ulaşılan bi iletişimimiz var bazen.Hep değil bazen).İlk hediye çıtayı çok ama çok yükseltti,ne olcak bilmiyorum.Allahım,,,makullerden bir buket!Gerçi ben yine bir kitaba ve hiç tatmamış olduğum değişik bir şarap seçeneklerine bile sevineceğim.Çünkü gönül civarımda nefes alan herkesi jö tem!Niyahhh,ama gelin görün ki; en nihayetinde bir dişiyim ve en çok şu yukarda bulunan hediyeyi bana almış olan canlıyı seviyorum.Bu güzel hediyeyi kayırmak zorundayım,Im sorry.hhuueuhe.

Tam böyle tüketim toplumuna suda doğum nidaları attıran %50 indirimler kafasında %100 dişilik meşalesini taşıyordum ki konu raydan çıktı.Mero kodadlı arkadaşım;"insanın insana verebileceği en değerli şey yalnızlıktır."diye filozofumsu konuya eklenince benim iki lob birden kısa devre oldu tabe.Taylor daha spritual yaklaştı ve ''today is a gift of God'' dedi.Eee Stef durmaz;hediye konusunda:''my heart does a reverse trajectory down into the very pit of my stomach'' diye Romeovari şiirsellikle yaklaşınca 'armağan' konseptli muhabbete,ben moddan düştüm.Hay felsefenize,sosyolojinize yeaaa,2 dakka %50 indirim fantazisi yaşatmadılar adama.İnsanın etrafında çok erkek arkadaşı olması bazen pek güzel ama bazen değil lakin bu durumlarda dişinin dişiye vereceği gazın hazzı başka bir cinste yok.Sizi gaza getirecek dişi olmalı ki alışveriş ve hediye sisteminin çarkları işlesin.uheuhue.Daha parfüm setlerinden konuşacaktık ya yeaaaaaaaaa,Freud ne ara sızdı muhabbete?Tamam Can yayınlarının hepsini odamda istiyorum ama parfüm standlarını.da kolumun içiyle hurcuma doldurma gibi seraplarım mevcut.Hepsi cezbet beni behçet.Ya bu janjanlı yeniyıl teranesi,o şuh kırmızı vitrinler bir insanı yaratığa çevirebilir.Bakın hele ,salya malya fora!

''Buy less,fuck more''a karşı ''new shoes are love'' kıran kırana mücadele ederken diğer ringde ''fuck yo shopping system monsters'' ile ''shopping is love'' dillere destan bir müsabaka içinde.Enemmmm.çıkın lan circledan.almıcam abi bi şey tamam.

''Everytime you smile at someone, it is an action of love, a gift to that person, a beautiful thing."
— Mother Teresa
 

sözüyle gözüm yaşlı emme ruhum bahtiyar  elveda diyorum %50 sale diyarına.Ey Teresa tamam tamam iç aydınlanması is greater yeaaaaaaaaaaaaaa.Kalp gözüyle kapiş amk.
uheuhue.Önümüzdeki ay tertemiz ekstrem Teresa'nın ruhuna gidecek.Hayırlı,oto kontrollü ve 20 tane parfümü olmayan bi kadın olarak kayıtlara geçeceammmm!


Parfümün yanında body lotion vardı gördün mü?de git Değer.
Earth Wind & Fire - Reasons

Salı, Aralık 25, 2012

You're out of order!


Kristmasına yandığımın  kristmasındayız ve kafamda bi film karesiyle hayatımı devame ettirmeye çalışıyorum.İşim ve yükümlüğüm zor.Ben ve ekürüm Al Pacino noel gereklerini yerine getirmiyor olabiliriz ama scene scene uyum içindeyiz.

'Out of orderarrrrrrrrrrrrr' diye başka kim böyle böğürebilir,kime yakışabilir yani başka?Kimseye abi kimseye.Ölene kadar bu kare 'gelmiş geçmiş en'olarak kalsın beynimde pliz.

Bitki çayı sakinleştirir güya ama filmin 20nci izlenim etkisi yüzünden ağzımdan birine"should go right to fuckin'jail.The son of a bitch is guilty!"çıkacak diye tırsıyorum.uehuhee.Desem mi lan birine.Dayak yer.miyim?uheuh

Akıllara lö imece sahne:
Al Pacino-And Justice For All

Pazartesi, Aralık 24, 2012

bi Paris fonlu çekim yapak,bu ay yeter artar*



Post fotosuna binaen açıklama:Arabanın arkasına 'ekibine güven gerisini merak etme sen' yazdırsan yeridir.Muhteşem ekip bi araya geldi,jumbo jetlerim onlar benim.Hem tailoring mucizesine hem parça seçimlerine bayıldım.Love you guys,love you Jack and Khalid!

Tasarımcının -styling- illetine beşamel sos oluş halleri olaya 'effortlesscoolshot' halini veriyor ki ben bunu başarabilen uygulatıcı ekip içinde olmayı da,bazen sadece izleyici olmayı da çok seviyorum.Tatmin konusunda yüksekler oluyor o noktada..Yabancı dergiler bunu sıklıkla becerebiliyor.İşte sanırım o yüzden ülkemizde faaliyet gösteren dergilerle açıkara bir 'güzel kare' farkı var aralarında.Türk moda dergilerini okurken sonunu zor getirip ''bu ayda boş çıktı,boşuna almışım'' diye dergiliğe fırlattığınız o derginin altında yatan sorun bu işte.Durmadan aynı karelerin salakmışsınız gibi aynı isimler tarafından gözünüze sokulması.Kendi yenileyememelerinin sebebi hep aynı isimlere çakılıp kalmaları,yenilenmemeleri ve torpilli kadrolaşmalarıdır.Yaratıcı olmalarına müsade edilemeyecek bir sistemin çöreklenmesidir.Yeni makyözer,yeni kuaförler,3 kişi dışında styling yapanlar ve ID mag gibi flickrdan seçilen yeni fotoğrafçılar nerde?Nerde yenilenmeler nerde?Mis gibi cillop gibi genç fotoğrafçıları var ,hani nerdeler?Niye yoklar?Nerde yeni makyözler?İtalya'da bi makyözle son 3 ay içinde aynı çekimde denk gelmeniz mucizeyken ,Türkiye'de niye bütün saçlar başlar aynı kişilerin elinden çıkar?Öyle ayda bir yabancı bir fotoğrafçı getirip ve ya Paris'de vasat bir çekim yapmakla olmuyor bu işler.Baştan aşağıya Prada giydirmek styling olmuyor.Dip köşe underground tasarımcıları bulup ekleyebiliyor musun görseline?Yoksa nasılsa üçüncü dünya ülkesi dergi okuruna fazla bile mi bunlar.Karede ışıltı şaşaa olsun yeter di mi?Bi miu miu çanta kurtarır o kareyi nasılsa Türkiye şartlarında.Ya içerik?Folloş olmuş aynı konular,dön baba dönelim.Koyun sürüsüne sunulan aynı içerikler,aynı başlıklar ve aynı model pozları.Ucuz Ukraynalı modellerin devir daim şeklinde dergiden dergiye sekmeleri?Yeni yüzler araştıracak kimseler yok mudur?Yoksa nasılsa bi daha kakalarız kimse çakmaz mı?Nerededir genç isimler?Nerde değişik,genç ve sanatçılaşan grafik tasarımcıları?Durmaksızın aynı isimlerin gözlerinden çıkan işler ne katabilir dönüşüme?Her ay aynı sayfalara trene bakar gibi bakmaz mısınız?Yıllardır aynı  ellerden çıkan işler nasıl şaşırtabilir insanları?Sorular sorular.....düşünün durun!


Bip bip.
Derdi yenilenmek olan ,yaratıcı ve size 'katan' dergileri okurken dinleyiniz:
Juan Laya & Jorge Montiel feat Stuart Lisbie - Better Living

2013 Living Image of Aten.

 
 



 

İnsanoğlu bu..şaşırmalar ve ''aaa aaa!'' larla büyüyor.''Hadi ya!'' eşliğinde serpiliyor.''Yok canım ,atıyosunlarla'' ele avuca geliyor,''Vay anasını sayın seyirciler,ciddi misin?'' lerle nefes alma serüvenine devam ediyor.Böyle diye diye diye yeni yılların;ruhumuza +1 yaş katış eskortuna mütakip toroman bi hayat birikimimiz oluyor.Sanırım yaş almak sadece bu yüzden bile keyifli.Halen şaşılacak tonla şey var .Yeni yeni tanımaya çalıştığınız bi şehir sizi durmadan şaşırtıp,ters köşeye yatırabilir mesela.Benim o laz inadıyla bezenmiş salak saçma önyargımı bile tuşa getirebilir.
Keşfederken ve o şehirle kan grubunuzun uyup uymadığını anlamak için kesinlikle diplere dalmak gerekiyor.Orda garip bir büyü var işte.Tutankamon sadece mezarının içine güzel şeyler bırakmamış.Kesinlikle harika bi sanat gözü bırakıp terk eylemiş.Harika işler var burda gençler!


O zaman listen with me:
Tsuyoshi Yamamoto trio - Blues for tee

Pazar, Aralık 23, 2012

somberly reserved Pagnol*


“The reason people find it so hard to be happy is that they always see the past better than it was, the present worse than it is, and the future less resolved than it will be.”
― Marcel Pagnol