Cumartesi, Şubat 11, 2006

olympic winter games.TORINO 2006






e.sport'dan canlı yayın.bizdede trt'de gösteriliyor.açılış töreni çok güzel oldu.buz pateni gösterileri mükemmeldi.favorim tabii ki Evgeni Plushenko.sadece onu izlemek için bayyaaa bi bekledim ama değdi.tv de salak saçma şeyler izleniceğine bence bi bakmanızı tavsiye ederim.Alpine skiing,biathlon(birinciyi şimdiden merak ediyorum erkeklerde),bobsleigh,cross country,curling,figure skating,freestyle(izlenmesi en zevkli olan),ice hockey,luge nordic combined,short track,skeleton,ski jumping(dünyanın en iyileri),snowboard,speed skating..........
insan izlerken bir yandanda şunu düşünmeden edemiyor.Türkiye nerde?acaba olsak bundada mı doping madalyası alırdık?elimizden geleni yaptık mı derdik?yoksa sadece galeria 'da buz pateni yapabilen miniklerimi hatırlardık?kayağı sadece uludağ'da hava atmak için yapan insanlarımı düşünmeye dalardık?bütün ülkeler hemen hemen katılırken,ülkemizin adını görememektenmi sızlanırdık?her sokakta olan kahvehaneler'deki gençlerimizi spora nasıl yönlendirebiliriz mi düşünmeliyiz?başarılı olan sporcularımızın ekonomik kaygılardan sporu bırakmalarınımı yoksa?gazetelerdeki 3 sayfa futbol haberleriyle,sünyada sadece futbol varsana zihniyetlerimi eleştirmeliyiz?ne düşünüp ne düşünceğimizi bilmiyorum ama sadece izlerleren bazı şeylerde ne kadar geri kaldığımızı görerek üzülerek izliyorum.evet kıskanıyorum!!!!!!

onları unutmıyalım.yine kar geliyor!


havalar soğuk ,hatta çok soğuk.bizler sıcak evimizde otururken,dışarıda soğukta aç ve susuz dostlarımız var.kediler karlı ve yağmurlu havalarda bile su arar.onlar için özel mama almanız gerekmiyor..kendi evinizde artan yemeklerinizi çöpe atmak yerine,boş bir yoğurt kabına koyarsanız,ve bunuda yol üzerinde bi köşe veya çöp tenekesinin yanına koyarsanız ,onlarında karınları doyar ve soğuk havada dirençli olurlar.herkesin mahallesinde kedilerin geldiği bir yer mutlaka vardır.özellikle ,akşam saatlerinde çöplerin dışarı bırakılma saatlerinde ,onlarda yemek aramak için gelirler.bu saatte onlara bişeyler bırakmak daha amaca uygun olur.
apartmanımızın arkası ve etraftaki.bütün apartmanların arkası ortak yere bakıyor.yeşillik bi yer ve bir çok kedi var.kapalı alan olduğu için ordan çıkamıyorlar.dolayısıyla istanbul'un tehlikesinden uzak ve doğal bi ortamda yaşıyorlar..eeeee tabi yaşarkende çoğalıyorlar:))))onlara bakan bir aile var.ben artan yemeklerimi bir poşete koyup ,o aileye bırakıyorum.şimdi artık bunu 3 kişi daha yapmaya başladı.sevgi paylaştıkça çoğalmaya başladı.ve kedicikler artık biraz tombişleşmeye başladılar. etrafınızda sokaktaki kedilere bakan biri varsa,onada verebilirsiniz yemeklerinizi.
SEVGİ PAYLAŞILMAYINCA, NEFES ALSANDA YAŞAMAMAKTIR.Hayatta ;insandan başka bir canlı yokmuş gibi bencilce yaşamak;yerde kıvaranan bi kedi veya köpeğin yanından umursamadan geçmek,sadece tüketmek ,tüketmek ve yok etmek üzerine programalanmış gibi yaşamak kimine göre normal gelsede..ben bu insanları birer sis bulutu olarak görüyorum.yani varlıkları ve yokluları belirgin değildirler.

hey*

Kendime bir hediye hazırlıyorum.Sürpriz.


   

mozart in Egypt*

 
                                                       
                                               
Çok hoşuma gitti.

Çarşamba, Şubat 08, 2006

şiir*

Şiir kitaplarımın yeri çok ayrı .Sizin için nedir durum?

İda*

Yaz sıcağında,zeytinağaçlarının gölgesinde esen meltem yüzünüzü usulca seyredip gittiğinde Aristo'nun Gargaros tepesinden Troia ovasına baktığınızda Aeneas'ın ,bin pınarlı İda'nın buz gibi derelerinde yüzdüğünüzde Aphrodite'nin hissettiklerinin aynını ta içinizde hissedecek ve zamanın binlerce yıldır eskitemediği buyere yüreğinizi rehin bırakıp ayrılacaksınız.

Salı, Şubat 07, 2006

or what?

 Nesin yahu sen?İnsan?

nem-güneşte yalnız



yeni bir grup:Nem.İlk önce klibiyle dikkatimi çeken ,sonra müziğin büyüsünün ağır bastığı bir grup oldu benim için.Ne mutlu ki artık kendi söz ve müziklerini yapan,kendileri çalan ve sahne alan gruplar var.alternatif her müziğe destek olunması gerektiğini düiünenlerdenim.ve bu sıralar en sevindirici şey bunların artması: duman'la tetiklenen,manga,ceza,fuat,sagopa kajmer,110,redd,çilekeş,vega,hayko cepkin,gripin,dorian,ihtiyaç molası,mor ve ötesi,direc-t,dejavu.......vs. Hangisi daha iyidir,kim hangi tarza yakındır ;o beni çok bağlamıyor.burda önemli olan kalitenin giderek ,katlanarak artmasıdır.rekabet ve çeşitle gelen ,belirgin bi kalite artışıdır...bu zincire en son eklenen Nem'dir
Nem'in tarzı çok farklı.bir kere dinlenince slogan olucak bir parça yok.dinlenerek hoş gelen bi müzik.gitar ve piyano ağırlıklı.caz pek sevmeme rağmen ,rahatsız edici şekilde değil.az konuşup,çok çalmışlar.tek diyebileceğim şey bizimde artık ''coldplay''imiz var:))).sözlerin hepsi solist hakan özlücan'a ait.yaratıcı bi tipe benziyo.USA de kaydetmişler.velhasıl ,emek verildiği zaten ilk dakikadan kendini belli ediyor.beni vuran ilk noktada kliptir.aslında fazla bi atraksyon ama siyah ve beyazın sadeliği bide piyano .bence çok hoş bi klip:yarım kalan hayaller yaşındayız............!vintage biscuit referansıyla,blog okuyucularıma şiddetle önerilir.mucxxxxxxxxxx.ciao!

dumdum ve cinco*



Muhteşem ikili on da mix!

daş*


                             

Hatun taş!.Alkışlamak zorundayız kızanlar.

Ülkem ülkem*

GARIP BI TAKIM TRAJİ KOMİK HALLER!!!
AH AZİZ NESİN AHHH!!!!NE ZEKİ Bİ ADAMMIŞSIN SEN.ZEKİ OLUP Bİ TON
SAÇMALIĞI GÖRDÜĞÜN İÇİN SENİ ALDILAR ZATEN.