Cumartesi, Aralık 22, 2012

ayrıca felsefede 'devimselcilik' olarak ben*





Oysa,oysa ve oysa devamlı uykum var.Çekimler bi yana dursun ,hatta durmasın uykunun engellediği çekimler bile var.Kış uykusu sendromumu çöreklendi ta habu cönsüme.Acaba ayı kadın mı oldum ben?Stüdyo ortamında esnemekten milleti krize sokuyorum ve elebaşı tamamen benim.Esnemenin kaynağı hep ben oluyorum.Modellerin istediği son ses Rihanna şarkılarına rağmen.Tüm 'eller havaya' ve 'yardır mevlam lö pop kültürella musico' eylemlerine rağmen.

''Why do bears hibernate?'' sorusunun cevabı:''When fall turns to winter and the temperature dips, the food sources for the wild animals becomes very scarce. Some animals wait out the harsh conditions of winter, constantly searching for food and shelter. Other animals, like the bear, spend the winter in hibernation.''

Vay be kesin bi şey oldu bana.Aslında bildiğiniz üzere kışları daha verimli atlatan bi yapım vardır.Nedir ne değildir acep.Buranın havası olmasın?Ger gör beni boz ayılık neyledi.Bi kere hep yanlayacak bi üçlü koltuk ve eşantiyon yastık arıyorum.Bi boz ayıya dönüşebilme ihtimalim nedir?Somon monon yemeye kalkar mıyım?Hep böyle uyumak mı isteyecem?Gerçi şekerleme iyiymiş, bak .Emmeeeeee,benim modum şekerleme konseptinden macunlamaya yatay geçiş yapmış olabiler.Üffff bi ortam yok yemin ederim ya.Sıçtıımın huyu suyu yeaaa.Atlama ipi şurda,al atla 100 tane ne var ?Pilates topuda bana bakıyor,kalkıp birazdan Recep İvedik gibi bi tekme atacam ona sonra uyumaya gidicem.
Ama yarın sabah She-ra gibi kalkacam.


Movelu groovelu bi şarkı dinliyelim bari.
Phat Fred- Stay On The Groove

Cuma, Aralık 21, 2012

ikibin inşallah onüç 'gift' kategorisinde yarışıyoruz*


Madem nalları dikmeyecez ve olay tatlılıkla aynen şöyle enerjiye bağlandı ,eh yolumuza bakacaz.Bize durmak yaraşmaz.uheuhuehu.Ne geyikmiş be kardeşim kendimi alıkoyamıyorum.Bi yandanda kişneme sound-checklerle gülüyorum .uehuhue.Olur olur insanız,etten&kemikten.Koçlarım benim domuz gibi yaşıcaz daha(dinimiz amin).Sizi böyle hazırlıcam hayata!

Tamam o zaman bu geyiğide alnımızın akıyla ulus olarak defledikten sonra yeniyıl hediye materyallerine ''halo!'' diyebiling.Bu aklı başlardan firar ettirecek bi mekan.Seçilebilecek o kadar çok şey var ki.Kahire'li bir tasarımcının çok matrak buddha mumları var mesela.Biraz olayı tiye alan ama hayatımda gördüğüm en güzel hediye seçeneği.Yahu iyi.de ben bu güzel mumları alınca yakmaya kıyamıyorum ya,sonra üstleri tozlanıyor.Peki ya aldığım kişilerde benim familyamdan olup yakmaya kıyamazsa?Anamın kızıyım ben ,bozulur tipi mipi diye yakamam onu.Mum elendi o zaman.O kadar güzel şey yakılmaz allahsızlar .heuhue.

Herkese ikat koltuk yastığı fikri?Afrika ile ilgili kitaplar?,İşler güçler dvd seti?,Durance mis el kremleri?Ufak ufak şeyler alınabilir,abarmadan.Üffffff.İşin garibi herkes benden enteresan şeyler bekliyor hediye konusunda ama acayip klasik ve pek bilindik dişi ortalamasında seyreden bi varlığım(kırmızı don alma-verme alışkanlığım yok diye gururluyum ama).Aslında sadece bana hediye alınsın ben kimseye hiç bi şi almıyım.Evet bu olayı böyle çözebiliriz.Doğru bi karar,bingo!Evde Türk kahvesi bitmiş ve ulaşmasının biraz güç olduğunu bilen bi kadına göre çok çok doğru ve demokratik bi karar.miah!

Kafein yerine bi kuble Maze:

Maze-Joy&Pain

Perşembe, Aralık 20, 2012

shut yo mouf bitch mayafucka*

 
 
 
 

Elimi kolumu nereye çarpsam konu ''dünyanın sonu''.Ulan amma meraklısı varmış.Mouse neye temas etse bi görüş.Dalından yeni kopmuş 'Why the world won't end on 12-21-12' yazsını okudum demin.Gerçi birden kaybolma fikri kulağa hoş geliyor ama bi yandanda Jose Saramago'nun körlük şehrine dönerse ortalık diyede kabuslarıma meze olmadı değil.Allam yön duygum sıfır olduğundan,kesin boku yerim ben.Düşündüm;daha yapmam gereken şeyler var,bi iki ay sonra olsaydı timing konusunda anlaşmış olabilirdik ama yok.Daha okumak istediğim kitaplar,elleyince bütünleşmeyi düşlediğim kumaşlar,gözgöze gelmek istediğim yavru kediler,doğurmaktan sıkılmadığım renkler ve doyamadığım aşklar var.

Niyahhh,bu konuyu bile duygu seline bağlamayı başardım amk.Bu century duygusallığa meyil virmezzzz.
Ne diyodum:
Hepimiz mayalanmış insancık çeçil peynirleriyiz.Hatta fungi (mantar) familyasına mensup bir mikroorganizma türüyüz.İçimiz dışımız 'maya'.Ramana Maharshi "zihin mayadır" demiş ya ha işte mayanın kendisi biziz.Ürkmeyin,ben burdayım.

Son dansımı kimle mi yapmak isterdim ?... Soul train sahnesine atlayıp James Brown'la son 20 saat durmadan 'arzular şelale' yapabilirdim.Sonra kulağına ''SOUL BROTHA YOU DA NUMBER FUCKIN 1 ''derdim.Malum o ortamda ''senden elektrik alıyorum diyemem,brotha mırathalı konuşmam icap eder''.

James Brown-Get On The Good Foot

Salı, Aralık 18, 2012

iambic pentameter tekniğiyle yazılmış gün*


Tabii ki ben bunu peynirli bean burger olarak algılayıp giyeceğim birazdan.Yoksa şu butik kasaplarda önünüze gelen içi pişmemiş eşşek kadar hamburger köftesi olarak değil.

Yahu ne diycektim ben.Bu kadar pop bir giriş beklemiyordum kendimden ama post fotosuna sadık kalmak istedim bi iki saniye.Aslında pek  pop salınmıyorum bu ara.Ölecem romantiklikten.Kalpli falan bi gömlek giymem gerekiyor aslında.Romeo&Juliet modunda olmak için şehrin engellerini aşmak lazım(uçmak lazım).Çaykovski'nin uvertürünü, Prokofiev'in balesini, Gounod 'nun operasını bestelediği bu eseri kendimize uygulamamamız için bi neden yok.Yeahh, gimme more romantic details o zaman.

 The Lost Prince: The Life and Death of Henry Stuart sergisini dolansam akşama kadar.
Maurice Ravel çalsa biri bana tüm gün ve bu isteğimin muhattabı Louis van Dijk olsa.
Birazdan evden çıkıp city karmaşasına ''hellö''diyecem ama inanın kafamda en kırmızı şaraplar ve en koyan John Keats şiirleri filan oynaşıyor.Evet çizburger gömlekli olarak.

Olsun burgerli murgerli  her dem Juliet'iz:

Louis van Dijk - Pavane Pour Infante Defunte

Pazartesi, Aralık 17, 2012

maa favs*


Yaratıcılıkla temas edilmiş şeylere eşlik,tanıklık ve misafirlik etmeyi seviyorum.İnstagramsız illusionistleri -yani direnen şövalyeleri- ayrı bir seviyorum(onları korumalıyız).
Herneyse;
Flickr'a dahil olmamla yeni foto arkadaşlarım belirdi.Dolayısıyla 'favorilerim' diye var olan bölüm taştı kabardı(kabardı taştı olacak herade).Çok beğendiğim karelerle rastlaşınca durduramıyorum kendmi.İşte bunlar onlar.

Chris Isaak- Black flowers dinleye-durmuşken diğer yandanda şu aşaağıda verdiğim 'my favorites'linkine vurdurunuz mouseunuzu.Hepimiz hepimizin her bokunu biliyoz artık .Bundan da eksik kalmayın madem.Beğendiğim fotoları bile bilin.Zaman böyle artık,nefes alsak haber edecez birbirimize.
hihahhaha.bööööö!

My Favorites