Salı, Aralık 18, 2012

iambic pentameter tekniğiyle yazılmış gün*


Tabii ki ben bunu peynirli bean burger olarak algılayıp giyeceğim birazdan.Yoksa şu butik kasaplarda önünüze gelen içi pişmemiş eşşek kadar hamburger köftesi olarak değil.

Yahu ne diycektim ben.Bu kadar pop bir giriş beklemiyordum kendimden ama post fotosuna sadık kalmak istedim bi iki saniye.Aslında pek  pop salınmıyorum bu ara.Ölecem romantiklikten.Kalpli falan bi gömlek giymem gerekiyor aslında.Romeo&Juliet modunda olmak için şehrin engellerini aşmak lazım(uçmak lazım).Çaykovski'nin uvertürünü, Prokofiev'in balesini, Gounod 'nun operasını bestelediği bu eseri kendimize uygulamamamız için bi neden yok.Yeahh, gimme more romantic details o zaman.

 The Lost Prince: The Life and Death of Henry Stuart sergisini dolansam akşama kadar.
Maurice Ravel çalsa biri bana tüm gün ve bu isteğimin muhattabı Louis van Dijk olsa.
Birazdan evden çıkıp city karmaşasına ''hellö''diyecem ama inanın kafamda en kırmızı şaraplar ve en koyan John Keats şiirleri filan oynaşıyor.Evet çizburger gömlekli olarak.

Olsun burgerli murgerli  her dem Juliet'iz:

Louis van Dijk - Pavane Pour Infante Defunte