Cumartesi, Ocak 22, 2011

cos*



Niye mi dinliyorum?
Because:
cos:
The Antlers - Kettering

gözüme*








Tembih ettim sıkı sıkı gözüme:
sev irisini ,
göz sinirlerine hakim ol,
gözbebeğine gözün gibi bak,
göz damarlarına,kalıcı dövme yap bu şehrin tüm güzelliklerini
diye.

morcivert*



Tedirgin kara'lar,mor'lar,sarı'lar nerde?
Yok mu?
Kalbine, tüm tedirginliklerinden kurtulmuş morcivertler çöreklenirse şaşırır mısın ?


Perşembe, Ocak 20, 2011

oğlak keçi teke familyaz*




Yeaaaa ben keçi istiyorum,gözgöze geldik aşık olduk ne olcak?
Nasıl yersiniz oğlak eti anlamış değilim ey insanlar.
Ah çok güzeller;
Niye pet olarak keçi besleyemiyoruz ya?

bilinmez*




Kedi mi olur
Köpek mi
Fare mi
Bilinmez

motiveyşın*


İnanılmaz bir motivasyon!!
Ne laf ama.
hahahhaha.

Çarşamba, Ocak 19, 2011

Zebralı risk yönetimi*




Zebra temalı bir çekim projesi için kafa patlatıyorum .
Aklıma üşüşen fikirleri klişe bulup, çöp tenekeme basket atışı yapıyorum.
Panyalı atmıyorum
malum riski seviyorum
ama gizliden gizliye!
Evet evet gizli bir riskseverim.
Olmayacak şeylere çok çok amin dedim ben
ya oldu ya olmadı
ama dedim
riskin ağababasıymış lan bunlar!

cihan-ı tasarım*








Farklı zevklerin çarpışıp havada uçuştuğu yerleri seviyoruz di mi.

Salı, Ocak 18, 2011

beni görüyor musun?





Bazı şeyler sizi heyecanlandırmanın ötesinde bir yerlere götürür ama tanımı kesinlikle 'heyecan' değildir.'Heyecan' sönük kalır diye kullanmaktan kaçınırsınız.

one leg dance con machine gun*



Hey vintagebiscuit
lets dance for a while !?
Why not !?

erbişeycikler moda için bea*




Salı sallanır demişler,
kötü mü demişler?
Ama valla kötü bi niyetim yok.
Her şey moda için.
Dalyanların mini kalçalara dikiz per favore:

Pazartesi, Ocak 17, 2011

Au Pairslik müessesine saygımız sonsuz*






Twitter kullanmaya başlayıp bloglarından kopan dostlara sesleniyorum:
Kendi bloğunuzu da twitter gibi kullanabilirsiniz.
Bakın bağa, öyle yapıyom.
Günde 1 tek post atacaksınız diye bir kaide yoğğğğ.
Ben twitter okurken göz siklemesi geçiriyorum ;o hız ve çöplük
laf sıklığı durumu yoruyor beni.
Hemen sattınız la bloggerı.
Bloggerdan devşirme oldunu, yol yakınken dönün evlatcağazlarım.
Size dönüş yapın diyerekten bir parça armağan edeceğum:

duracell miniş faktöry*




Yeni kankam
Her türlü minişh,çilek kız ve pony oyunları oynanır.
Şu Minişler niye gerçek hayatta yok ya?
Dinazorlar 'evrim evrim evrim' derken timsah olacaklarına şu minişlere
benzeselermiş ya!
Bunun anası benim bebeklik arkadaşımdı,anasıyla Barbie oynardık.
Gel zaman git zaman şimdi kızıyla miniş oynuyorum.Ama enerjisine
yetişmem için Red Bull sıvısına bulanmam lazım.Çünkü kendisi
sınırsız Duracell sponsorluğunda oyuna kilitleniyor.
O da kara kuzuyu oynatacak ,hayat bööyle!
Vay anam yaşlanıyoruz mu?
Enem yaaaaaaaa.
Ne yaşlanması beeaaa;
Daha 4 saat aralıksız miniş oynayabilirim!
Çok dinçim,enerjikim uuuu come on
gimme some minish generation!!!

ve zemberek*







Tüm insanlar suçlu
Bakın ne düşündüm yağmurlu,gri ve tembel bir sabah saatinde:
Kimse sabahlara saygı göstermiyor.Uykularını bir balta vuruşuyla
kesen bir çalar saatle kendilerini kabaca uyandırtıyorlar ve hemen bir
aceleciliğe bırakıyorlar kendilerini .Böyle şiddet hareketiyle başlayan bir günün devamının nasıl olabileceğini bana söyleyebilir misiniz?Çalar saatlerinin her gün küçük bir elektrik şoku geçirttiği bu insanların başına ne gelebilir?
Her gün şiddete alışmak ve her sabahın zevkini unutmak gibi bii şiiiy bu.
Bir insanın yaradışılışını oluşturan, inanın bana bu sabahlardır.
-
Ya hiç çalar saati olmayıp ama çalar saati doğuştan yutmuş olanlara
ne diyosunuz? Yani ben! Ne zaman kalkacaksam o saatte kalkıyorum. Hayatımdaçalar saatim olmadı.Çok ender uyuyakalıp,geç kaldım bir yerlere.Ama bu çalar saat yutma mevzuuu daha vahim .Siz saati kurarken/ben kendimi kuruyorum .Siz saati yoruyorsunuz/ben kendimi.Bi kaç kere cep telefonumun alarmını kurayım dedim,alarmdan yarım saat önce kalktım zaten ,çalmasına müsaade etmedim ! Aman iyi bok ettim.
Bir tavşan uykusu
Bir sabah dakikliği
eşittir
kalitesiz uyku!
-
Ya onu bunu bırakın da herkes istediği saatte kalksa;
yatsak yuvarlansak,
hoppidi hoppidi,
herkes istediği zaman çalışsa.
Böyle tüm dünya güne harika uyansa,
tüm çalar saatler hadım edilse,

he
olmaz mı?



Pazar, Ocak 16, 2011

3 kere Vengo izleme güdüsü*





Aylar önce yatarak izlemiştim ,
gel zaman git zaman, 3ncü kez ayakta izledik.
Anladım ki 3 kere izlense bile sıkmıyor.
Anladım ki şu yol, insanı 3 kez ayrı yollara vurabiliyor.
Etkisini düzenli alımlarda daha sağlam gösteriyor.
Tony Gatlif niye böyle yapıyosun ?
Filmin bitiş jeneriği ve o yol ,
o yol var ya,hain misin?
Naci en alamo çalarken yolu, sadece ve sadece yolu görmemiz...
uzun yolculuğu bitmeyecek olan, insanın kendi içindeki kayboluşuna bir çıkış noktası sanki.

parmak açılımı*

Habit açılımına parmak sokmaca!
Nedir bu parmak ?
Bir parmak bolluğu,allah muhafaza.

bebeyim lö black*




Yia yia yihaaaaaa
bebeğimmmmm
hatta
bebeyimmmmmmmmm
ara beni
tenhalarda menhalarda!