Salı, Ocak 01, 2013

no means yes,yes means art of freedom*

 


Durgunluktan ölecek bir gün,dursun öyle kalsın.Telefonum çalmasın diye telefonuma bakıyorum.O derece yani.O derece dursun istiyorum.Basit kalsın.Sadece patates haşlayıp,tuzlayıp elimde ısırarak yediğim bi gün olarak kalsın.Çok güzel de o yüzden.Maksimalist eklentilere gerek yok.Var mı ?Yok.

Sabah sabah(sabah diyorum kusura bakmayın) bi Iran art attack taarruzuna hedef oldum.Uzun zamandır geleneksel kıyafetler üzerinde çalışırken ve tüm civar ülkelerin geleneksel kıyafet sanatını incelerken; bu coğrafyada ne kadar derin kumaş,kumaş işleme sanatı,ipek bilimi,motif inceliği,en zor işçiliği bile becerebilen yenetekli sanatkarlar,calligraphy,takı işleme sanatı.(sanat demek zorundayım) olduğunu gördüm.Çok keyif alarak inceledim her motifi ve tüm o büyüleyici persian buta inceliği daha da şevklendirdi beni.Bu kadar sanat dalının fışkırdığı bir ülke bu hale nasıl gelebilir diye kadar kara düşünmek gerekiyor.Akıl sır almıyor.Cidden almıyor.Bu kadar yenekli eller nasıl karanlığa gömülmek zorunda bırakılabilir veya başka ülkelere göçmek zorunda kalıp,sanatlarını orda icra etmek zorunda bırakılabilir?

Herneyse;beğenilerim sadece kumaş ve işleme sanatı üzerine değil tabii ki.Bu süreçler içinde karşıma bi ton link geldi,geliyor  veya denk gelişiyoruz.Bu sefer ikincisi oldu. Amir Hossain Keihani işlerine bayıldım.Ve daha önceleri görme fırsatı bulduğum ve genç yetenek olarak adının artık çok sık duyulduğu  Parichehr Tayebi. Sondan beşini Acrylic güzellemesinin bizzat hastayım.


Zincirleme konsept tamlamasına fotolar uymasa bile müzik uysun:
tanışın bakalım .
Bijan Moosavi - Dark City