Bakışı benimkinden güçlüydü.Kımıldayamıyordum.Dizlerimin üstündeki battaniyeden bana bakmayı sürdürüyordu.Uzaklaşmak istiyordum.Güçlü, karanlık ve tehditkardı.
Saatlerce orda kaldı sanki,bana bakarak.
Sonra birden kayboldu...
Yataktan kalıp olanları düşündüm.
Tanrı olabildiğine inanamıyordum.Üstelik bu kıyafetle.Çok ucuz bir numara olurdu bu.
Bir yanılsamaydı tabii ki.
On-on beş dakika kadar düşündükten sonra kalkıp babaannemin bana yıllar önce verdiği küçük kahverengi kutuyu almaya gittim.İncil'den sözlerin olduğu rulo haline getirilmiş küçük kağıtlar vardı o kututuda.Her rulo kendi özel bölmesinde duruyordu.İçinden bir soru soruyor,sonra bir kağıt çekip cevabını okuyordum.Daha önce denemiş ve yararsız bulmuştum.Şimdi bir kez daha deneyecektim.Küçük kahverengi kutuya,''Ne anlama geliyor?O gözler ne anlama geliyor?'' diye sordum.
Bir kağıt çektim,yuvarlayıp açtım.Sert,beyaz,minik bir kağıt parçası.Yuvarlayıp okudum.
TANRI SENİ TERK ETTİ.
Kağıdı rulo haline getirip kutuya koydum.İnanamamıştım.Yatağıma girip düşündüm.Fazla basitti olanlar,fazla sarih.İnanmamıştım.Gerçekliğe dönebilmek için otuz bir çekmeyi düşündüm.Hala inanmıyordum.Tekrar kalkıp kutunun içindeki kağıtları tek tek açmaya başladım.Hiçbirinde TANRI SENİ TERK ETTİ yazmıyordu.Kağıtları tekrar yuvarlayıp kutuya koydum.
EKMEK ARASI/CHARLES BUKOWSKI/SYF.108