Pazar, Eylül 19, 2010

içimde o minik şahsiyet*





................

''Birkaç dakika boyunca,beni Albertine'den daha çok mutlu edeceğini bildiğim ve daha önce de sözünü ettiğim,güneşi şarkı söyleyerek selamlayan,içimdeki o minik şahsiyetle baş başa kalırdım.Kişiliğimizi oluşturan şahsiyetler arasında en temel olanlar,en çok görünenler değildir.Benim kişiliğimde,hastalık hepsini peş peşe yere yatırdıktan sonra,ötekilerden daha dayanıklı iki üç şahsiyet kalacak geriye;bunlardan biri de,ancak iki eser arasında,iki duygu arasında bir özdeşlik bulduğu zaman mutlu olabilen bir filozof.Yine de,en sona kalacak olan şahsiyet,Combray'deki gözlükçünün vitrininde duran ve güneş açtığında kukuletasını çıkarıp yağmur gelirken takarak hava durumunu bildiren küçük adama çok benzeyen o minik şahsiyet mi acaba diye düşündüğüm olur.O küçük adamın bencilliğini iyi bilirim;ben ancak yağmurun yağmasıyla geçebilecek bir nefes darlığı çekerken,o buna hiç aldırmaz ve onca sabırsızlıkla beklenen ilk damlaların düşmesiyle birlikte keyfi kaçarak,somurta somurta kukuletasını kafasına geçirir.Buna karşılık,eminim ben can çekişirken,diğer bütün''benliklerim'' ölmüşken,son nefesimi verdiğim esnada bir güneş ışını parıldarsa,küçük barometrik şahsiyet halinden pek memnun olacak ve kukuletasını çıkarıp,''Oh!Nihayet güneş açtı,'' diye şarkı söylecektir.''

..............
Marcel Proust/Mahpus