Salı, Kasım 30, 2010

shake me god!




Sayın blög naber?
Halen güzel mailleriniz devam ediyor.
Sorulan tonla sorular var .
Şöyle cevap veriyorum: 'ne düşünüyosanız o,ne hissettiyseniz o!,hikayemi kafanızda nasıl yazdıysanız o!'.
Mustafa Ceceli kadar huzur dolu bir sıfatım var artık .
Tokadı yemeden gelmiyo lan bu huzur.
Hayat sikik bi denge üzerine kurulu.


Soğuk havayı özlemişim;
Sarıp sarmalanmayı.
Buz gibi buralar ve yünlü kazaklarımın içinde güvende hissediyorum kendimi.
Tüm kabanlarımı kuru temizlemeye verdim geçen senenin tüm pisliği akıp gitsin diye.
Yorgana sarılmayı özlemişim.
Soğuk ve kar ikisilisini sevdiğimi daha net anladım ben !
Bana hayırlı olsun .
Oldukça kilo verdim .
Telefonda hep ''yemek yedin mi?'' diyen ailevi sesler var .
Halen insanlara güvenebildiğimi hayata karışınca anladım .
Evet evet bildiğiniz gibi değil;
güvenebiliyorum!
Güzel işlere imzamı atıyorum ,
attıkça seviniyorum ,
gülüyorum .
Tanrı beni arada 'shake your bonbon-shake your bonbon' yapıyor ve kokteyl gibi sallıyor ve ben ,bu ritme bağımlılık hissederim diye tırsıyorum .
Shake yaparken bazen mucizeler sunuyor ya işte bu bölüme bayılıyorum.
Nerden çıktı bu işler?ben nerdeyim?bunlar kim?ben neler yapıyorum?
shake me more
shake me moreeeeeeeeee