Salı, Mayıs 01, 2012

hey mada faka can mada faka dost mada faka

Pek arkadaş canlısı olduğum söylenemez.Şen kahkahalar atayım,yeni tanıştığım birinin telefonunu isteyip hemen kankalık adımlarını atayım,'sana kahveye geliyorum' gibi emrivakili dostluk köprüsü atma şirinliklerim ve niteliklerim yok.Sanırım biraz genetik bu. Sevimli görünmek,kendisine arkadaş grubuna monte etmek ve gülümsemekten dudakları kulaklarına yapışan hatunlardan da hiç haz etmem.Ama allaha şükür bi şekilde gelip bulurlar beni.Herkesle aynı seviyede kanka olan,herkesle sevgi pıtırcığı,hep anlatacak bi şeyi olan ve her konuyu bilen.'Herkes beni sevsin ve sevimli bulsun' felsefesine hayatlarına adamış bi hatun kitlesi var .İşin garibi olmuyor abi.Yani aslında seviliyormuş gibi görünüyorlar ama bence öyle değil.İnsanlara itici geliyor.Kendine foldur foldur dost arama eylemi çok acıklı değil mi ?Bunun için en kallavisinden geveze olmak da gerekiyor tabii.Hem 'geveze kadın' ne ara 'enerjisi çok yüksek kadın' oluverdi?Bu tanımlar nasıl yer değiştirdi?Ve şunu çok iyi biliyorum ki ;geveze olmayan insanlarla ve daha sakin insanlarla  rahat iletişim kurup,arkadaş olup/kalabiliyorum.Beynimi sikmeyen insanlara saygı duyuyorum çünkü bu insanlar karşıklı dialog yoluna inanan insanlar oluyor genelde.Çünkü ben de sakin ve uzun aralar vererek konuşmayı severim.Bilmediğim konularda -bilmediğimi- beyan eder o konu hakkında yalandan konuşmayı sevmem.

Anlatacağım odur ki ;bu 'arkadaş arama ve sevimlilik faaliyeti' dünyanın cidden en itici şeyi ,en az sınıf annesi olmak kadar itici.Bu da büyük bir mesai gerektiriyor sonuçta.Telefonla arama,faceden mesaj atma,sosyal pıtırcık olma,yolladığı sikik tüm fotoları like etmek gibi uzun ek  uğraşları da var.Emmeeeee bi de hep geveze,hem manikürlü(kuaför manikürü,homemade değil) ,pedikürlü olmak gerekiyor...Ulan hayat geçer mi böyle a dost?
-
Mininot:Başlık >Umut Sarıkaya'nın 'zencili yazı'başlıklı yazısının içinden alınmıştır.Çünkü halen gülerim;hey mada faka can mada faka dost mada fakaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa.