Salı, Mayıs 15, 2012

dedikodu jeneratörü

Bazen insanları bile bile hayatımın içinde tutuyorum.Yani tüm olumsuzluklarını ve verdikleri tüm gereksizliklere rağmen bazen bu oyunu devam ettirmek hoşuma gidiyor.Belki de şartlandığımız ''herkesin kusuru var ,görmezden geleceksin'' anne öğüdü mü bu uzatmaları oynanamamızın sebebi?Daha önceleri de oldu bu .Sadece manita anlamında değinmiyorum mevzuya.En yakın kız arkadaşımın çok kallavi bir dedikodu makinası olduğunu bile bile arkadaşlığımı devam ettirmişliğim var mesela.Çocukluktan bu yana arkadaşımdı ve şehrin en sağlam dedikodu çetesinin üyelerinden biri haline geldi zamanla,öyle ki şan saldı ve ''millet ona sakın bi şey anlatma demeye falan başladı'' etraftan.Malum küçük yerin bu tür mevzuları bitmez.Bunu bile bile yıllardır arkadaşlığımı korudum onunla çünkü bu duruma bir hastalık olarak yaklaştım.Kendini durduramıyordu,bi nevi konuşma hastalığı teşhisi koymuştum kafamdan ona.Herkesi herkese anlatmak,herşeyi anlatmak gibi ket vurulamaz huyu suyu ile bağrıma bile basmıştım .Benim hakkımda da ne var ne yok eşine dostuna anlattığı için onunla iletişimimi tamamen koparttım.Sır tutmaz,çenesi folloş bu arkadaşıma yaklaşık bi iki ay önce elveda dedim.Ama sonra kızdım kendime;madem yıllarca onun bu huyuna bi dedikodu yapma ve herkesi herkese anlatma hastalığı olarak yaklaştım da neden benim herşeyimi başkalarına anlatınca alındım?En yakın kız arkadaşım,çocukluk arkadaşım dediğim bu insanın önlenemez laf yapma potansiyeli normalde iyiydi de, neden bana sürtünce tepki verdim ki?En yakınlarının dedikodusunu yapan insan benim niçin yapmasındı? ''Ohh ne güzel başkalarının dedikodusunu sana yaparken iyiydi di mi Değer hanım?'' demez mi insan kendi kendine.Emme yapacak biii şii yok; bunlar olacak yaşamın içinde,bi şekilde yaşamımızdan er yada geç geçip gidecekler.Hepimizi bir virüs gibi arada ziyaret edecekler ,edecekler ki bağışıklığımız güçlensin.
Kendimizi sorgulamamız gereken nokta ise:
Yani aslında; ben, insanların olumsuz huylarını bile bile hayatımdan çıkartmamak için direnince,sonra o boynuzları kıçıma batınca niye 'ayyy ne battı öyle' oluyorum?Timing sorunum mu var yoksa bu da benim insanı ikiyüzlülüğüm mü?Var var nokta zamanlamasıyla ilgili ciddi sorunlarım var.