Salı, Mayıs 08, 2012
Püröfösör olmuştun*
Lö vintagebiscuit okurları lö yoldaşlar;instagram karasularında sail etmeyeli uzun aylar oluyor,lütfen halen ''nickin ne,nasıl buluruz seni'' diye mail yazmayınız artık.Lakin yoğummmm,ben yoğummmm!Instagramın ilk aylarında, foto-share o la la bünyesinde varlığımı sürdürmüştüm ama çıkış zamanımın en doğru zaman olduğunu düşünüyorum şimdi.Güzel fotoğraf seyreylemek,kolajlarımı paylaşmak,sadece japon ve sanat çevresinden insanlarla paslaşarak -hoj bej edelim- derken, anammm ortam arapsaçı halini aldı.O sosyal medya canavarları birden doluştu;blogdan tanıdığımız,twitterdan tanıdığımız ,ne kadar 'herşeyi yapmalıyım,heryerde olmalıyım,bi boktan eksik kalırsam bu benim sonum olur' felsefesine adanmış nick varsa,işte bunların taarruzu başladı.Akın akın Kompela ve akın akın like ın ve commentın dibine vurmak.Zaten onlar sanki aynı anda haberdar olup, aynı anda saldırıyorlar gibi korkuyorum ben.O an ortamdan araklanmak için en doğru zamandır.O isimler hep aynıdır ve aklınıza ne gelirse her bokta vardırlar.O denli sanal aç gözlülük ve saldıraycılık beni geri itiyor.Sosyal ağlar arası ortam şebekliğine gerenk yok.
Ama asıl Instagram bünyesine tekrar geri dönmemenin sebebi ise ;çok zamanımı almasıydı çünkü telefon bilgisayar ve ipadden farklı yani hep elinizde.İlla orda burda elinizde oynarken; Instagram like iletisini görüp açıyorsunuz ve hopp 10 dakkanız gidiyor.Hem zamanımı çok aldığını hep gözlerimin içine sıçıldığını farkettim.Özellikle kullanmayı kestikten sonra 'oh be dünya varmış' dedim çünkü gözlerim o ekrana,o fotolara bakmak için ister istemez kısılıyordu.Kullandığım kısa süre zarfında bile gözlerimin yandığını anlıyordum ama bu kadar hasara sebebiyet verebileceği de aklıma gelmedi lakin 15 dakka tlf ekranına bakmak >7 saat aralıksız minik yazılı bir kitap okumakla eşdeğermiş.Instagram hayatımda olduğu süre zarfında daha az kolaj yaptığımı da farkettim.İşte bu korkunçtu.Hem gözlerim hem zamanımı kitap okumak için kullanmak istediğim konusunda ruhumla hem fikiriz.Uzun yıllar kitap okuyabilmem için ise sağlıklı gözlere gereksinimim var.Vapurda kitap okumak yerine artık iphonela oynadığıma seyirci olmak acıklı bir sahneydi.Teknolojinin zamanımı ele geçirmesini bi nebze o noktada durdurdum aslında,ruhumuzu koruyan airbaglere ihtiyacımız var.Geçenlerde bi arkadaşım ''bırakmak istiyorum ama 4 bin tane followerım var ''dedi telaşlı bi halde,bir bağımlı gibi.Gerçekten bunlar drug misali bedeni ve beyni de mi ele geçiriyor?''Pintereste girmen lazım '' diyen arkadaşlarım gibi.Lazım ?Niye?Yani hayatımızın artık içinde sıkı sıkıya tutundukları kesin .Evet ben de fikilerimi.cümlelerimi,yaptıklarımı ve fotoğraflarımı paylaşmayı seviyorum(blog bunun tastamam kanıtı) ama 30 ayrı yerden bunu yapıp bokunu çıkartma konusunda soru işaretlerim var.Sakin mi olmak lazım acaba.
Aha unutmadan, diğer bir husus ise; ergenler gibi o telefonun 7/24 elimle ön sevişme yapmasını istemiyorum.Annemin ''yeter artık kırıcam şu telefonunu'' demesi üzerine dışarıya über bir ergen görüntüsünü çizdiğimi farkettiğim ve tlfonla artık ilişkimiz çok seviyeli.''Tamam anne yaaaaaaaaaa,bi mail geldi ,ona bakmıştım'' yalanını da yemiyolar abi artık,analar da teknolojik oldu.
Onu bunu bırakın da,en çok duymayı sevdiğim telefon-anne cümlesi:''Şu telefonla uğraştığın kadar derslerinle uğraşsaydın Püröfösör olmuştun.''
Bilgisayar uyarlaması ise: ''Şu bilgisayarla uğraştığın kadar başka şeylerle uğraşsaydın uzay mühendisi olmuştun''.Uzay mühendisi?????!!!!(anne dilinde mühendislikte son nokta olsa gerek)
Haklısın be,yemin ederim doğru diyon!