Cuma, Şubat 08, 2013
coşuntu is back in gondol*
Vucudun adrenalin salgısı arttığında ortaya çıkıyor ya bu heyecan ,ne güzel geliyor bazen.İnsan yaşadığını böyle anlarda anlıyor.Nabız sanki o ana kadar hep sıfırlarda dolanmış da hep bu elektro şok anını beklemiş gibi.Güzel işler böyle yapıyor adamı işte,ortaya çıkan yaratıcı işler kalp çarpıntısı şeklinde tezahür ettiği an vay halinize!Bu heyecan; bazen inanamamak, bazen içi içine sığmamak ve bazen de panik olarak geliyor ziyarete.Şimdi beni ziyarete gelen hangisi tam emin olamıyorum.Belki düşünemiyorum... malum, kimyasal olarak veri iletimini (doğal olarak düşünme yeteneğini) azaltan bi şey bu heycan!
Bahsi geçen tutkulu heycan>sukunetin ayağına dolanır da dolanır!Nefsin ve dinamizmin alet edevat kutusu sanki.Nefesi hızlandırıp,sığlaştırıp ve sonra yüzeyselleştirip kıyıya vurma terapilerinin ise hastasıyım!Bu kabartma tozunu ara sıra üzerimize serpiştiren tanrıya şükürlerimizi sunmamız lazım.
Sartre'nin ''bir heyecanlar kuramı taslağı'' adlı erken-dönem yapıtı gibi William James'i fırçalamaya başlamıycam korkmayın.Algının beş karış havada olma halinin de tadına varmak lazım.O yüzden tüm kuramları,psişik fenomenleri,psişik sfreleri HAMMM diye yiyoruz!
Emmm, o zaman,
Funk bi nebze davulcusuyla müsemma.
Listen:
Chosen Few-Cut me In