Pazar, Mayıs 19, 2013

avocado rüzgarı kısa mı sürdü?



Böyle bi sağlık temalı beslenme muhabbeti dün geceden start almıştı,slow food uzmanımızı dinledik falan.Tabiii hemen gaza gelinir ya böyle durumlarda,zaten ilgimiz tavan hemen atladık.Aslında bundan gaza gelindi ama sonuç bizi başka limanlara itti.Raw food maw food derken o kuru baklavayı tek hamlede yutan ben değildim.Hayır değildim.Oysa Avocado kardeşliğine inanmıştık ,ne oldu ?2 salisede yalan oldu.Bir kuru baklava kutusunun el bombası gibi ortalık yerde belirmesi hayra alamet değildi.Oysa yapılacaklar ve konuşulacaklar vardı ama baklava gündeme oturdu,gözler kamaştı ve şuurlar yitirildi.Bi baklava kutusunun insan hayatında ne denli önemli olduğunu o an daha net anladım.Herkes dağıldı,kimse yok,herkes kayıp.Sağlıklı içeceklere dokunulmamış.Antep'den ışınlanmış baklavanın gizemi ve akabinde gerçekleşen iç hesaplaşmalar.'İkinci havuç dilimi yediğimi umarım kimse görmemiştir'.Ama gel gör ki uslanmayan diğer iç ses :'akşama olsa yine yerim'

Pazar günü ve nefsinin bir kutu baklava ile sınanması.Bi an önce eve sığınmalıyım yoksa o fıstıklı dürümün yeşil yeşil bakan hallerine teslim olacağım.Baklava kafa yapar mı ?

Ohh dear havuç dilim,sana gelsin yavrum:

Paloma Faith-Let me down easy