Küçükken
Bahar aylarında
önce annemden gizli hamımeller bisküvi alıp Mustafa bakkalda ki hesaba yazdırırdım .
Onu gizli gizli yerdim !
Sonra tüm arkadaşlarımdan geç öğrendiğim bisiklet antrenmanlarına başlardım *
Büyük ablam bi önce ki yaz ;iskelenin orda beni çalıştırken,gerizekalı olduğuma kanaat getirip beni bisiklet çalıştırmaktan vazgeçmişti!
Hem ablama kendimi ispat etmek hem de yazlığa gidene kadar diğer arkadaşlarıma yetişmem lazım diye diye Zübeyde teyzenin sokağında bisiklet idmanlarına başlardım*
Bacak boyumun yetmediği bir bisiklete binmeyi öğreniyordum.
Bir öğretmenim yoktu,karar vermiş kalkışmıştım, o kadar!
Boynumdan büyük heyulayı sürükleyerek dışarı çıkartır,bahçe duvarına yaslar,ayağımın altına yerleştirdiğim yüksekçe bir taş yardımıyla atlardım bisikletin tepesine .
Pedallara bastığımda,duyduğum tek kuralı uygular önüme değil ileriye bakardım.
Sokağın sonundaki bayıra dek giderdim böylece.
Ama sokağın sonunda her seferinde düşerek inerdim ,
durdurmayı bilmediğim o kocaman tekerleklerin üstünden .
Kaş,kafa,diz yarardım.
hiç acımadı izlenimi verip hemen kalkardım.
tekrar tekrar birazdan düşeceğim noktaya doğru hızla pedal çevirirdim.
Çok utanırdım düşmekten
futbol oynayan erkekler düştüğümü görür sonra dalga geçer diye ışık hızıyla ayaklanırdım ;
Toparlanıp bacaklarımı ve avuç içlerimi silkeleyip yine pedallara kilitlenirdim kımızı BMX hayalleriyle.
*
*
bu da böyle anımdı
niye okudunuz anlamadım
sonunu da bi boka bağlıyamadım zaten !