Blogun mailboxuna gelen mailleri görseniz benim yerime siz ağlarsınız.Ne kadar pr şirketi varsa,bilmem ne halkailişkiler şirketi varsa,ne kadar moda bloglarının atlayacağı beleş davet ve beleş ürün teklifi varsa düşüyor.Kim vintagebiscuit blogu hakkında orda burda 'moda blogu'yazdıysa onu snipper ile götünden vurmak istiyorum afedersiniz.Yahu bunlar nerden buluyor bu emailleri.Nedir abi 'bizim hakkımızda şunu yaz size şu kadarlık indirim çeki verelim','blogunuzda yer verin size beleş rimel yollayalım',şu organizsyona beleş davet edelim bloğunuzda bahsedin'.Bu tür beleş davet ,organizasyon ve hediyelere bacakları kıçlarına vura vura koşan bloglar yüzünden benim mail adresimde arada kaynayıp ,nasibini alıyor.Vintagebiscuit ticari bir blog olmaya karşıt ve içinden geleni yazan bir blogdur.
Bu blog 2005 yılından beridir var.Daha da önce yazdığım blog ise 2003-2004 yılına dayanır.Türkiye'nin ilk 10 bloggerı olarak başladık blog yazmaya(şimdilerin internet gazeteciliği denen şeyi bu 10 blog o yıllarda yapıyordu ).Tüm bloglar şimdi rahat rahat yazabiliyorsa bizim verdiğimiz özgürce yazma mücadelesinin bir sonucur.Lakin yazdıklarımız dolayısıyla tehditler,kapatmalar,bi ton şeyle uğraştık.Bir ayak fotosu koydum diye yer yerinden oynamış ve buna karşıt bloglar bile açılmıştı(nasıl koyar diye).Türk insanlarına,özgürce istediğini yazan insanların olduğunu kabul ettirmemiz oldukça uzun zaman aldı.Evet Türkiye'de moda dan bahseden ilk blog olabilirim ama asla bir moda blogu olmadım.İlk kıyafet koyup,kıyafet mixleri yaptığımda ise yine karşıt maillerle uğraşmış ve hava atıyor gibi commentların yığınları ile mücadele etmiştim.Yazmaya başladığımda da ticari bi kaygım yoktu,şimdi de yok.Bir kategoriye sokulmasına ve bu salak saçma ticari maillere maruz kalma konusunda oldukça sıkıntılıyım.Canavar gibi saldırıyorlar.
O zaman şu soru çıkıyor ;çoğu blog reklam doldu diyebilir miyiz?Önerilen her ürün,komisyonlar ....peki samimiyet?Ama tüm bunlara karşı kendini koruyabilmiş ve sağlam durabilmiş,kitap tekliflerine bile 'sikerim lannnn bulaşmayın bana demiş' bi kaç bloga da sonsuz saygı besliyorum.Gelen beleş organizasyon davetlerine lapin gibi atlamamış ve bir social canavara dönüşmemiş ,tek derdi yazmak olan insanlar var tabii ki.Ben, tek derdi iyi yazmak ve paylaşmak olan insanları okumaktan keyif alıyorum.Yani;blog işi olmuş insanları değil, hobisi olmuş insanları okumanın farkını bir okur olarak hemen hissediyorum.
Ben son kez belirtmek isterim ki Vintagebiscuit gelişine bir blogdur,günlüğümdür.Ha şimdi sorabilirsiniz ,''moda ile postlar ne alaka'' diye.Moda&sanat&konsept tasarım benim caancaazlarım,blog konum değil.Dolayısıyla art directingini yaptığım çekimler ve tüm imzamın olduğu işlerimi ve backstagelerini bloga koyuyorum.Blog konum bu olsun diye değil,gündelik yaşamımda hayatımın içinde olduğu için.Sketchbookumda bulunan çizimleri paylaştığım gibi,içtiğim kahvenin fotosunu paylaştığım gibi,gittiğim sergilerin fotoları gibi,sevdiğim eldiven fotoları gibi..
Yıllar yılı belli bir konusu olmamıştır benim kuzumun.
Dumdum olmuştur,aşklar olmuştur,ayakkabılar olmuştur,şiirler olmuştur,yemekler olmuştur,İstanbul olmuştur,çizimler olmuştur,koyunlar olmuştur,umut olmuştur,ağaçlar olmuştur,makas olmuştur,şaraplar olmuştur,arkadaşlar olmuştur,stüdyo olmuştur,başağrıları olmuştur,film olmuştur,sevgi olmuştur,kırık saç problemi olmuştur,vintage kıyafetler olmuştur,resim olmuştur,kaçan çorap olmuştur,soğuk deniz olmuştur,göz kalemi olmuştur,çekimler olmuştur,rejim olmuştur,kitaplar olmuştur,yolculuklar olmuştur,kolajlarım olmuştur,yeşil erik olmuştur,ojeler olmuştur,hayal kırıklıkları olmuştur,kahve olmuştur,Çanakkale olmuştur,çorap olmuştur,jazz olmuştur,kumaşlar olmuştur,badem ağaçları olmuştur,eski eşyalar olmuştur,kağıtlar olmuştur,ben olmuştur.....