Hemen hemen senede iki kere paylaşıyorum bu videoyu---'Edebiyatın gerekliliği'.Her sözünün arkasında olduğum bu video.Aslında daha çok paylaşılmalı çünkü kitap okumayan insanların bile anlayamayacağı bir seviyeye de inerek açıklamış mevzuyu.
"Shakespeare'i okumamış bir beyin cerrahının masasında olmayı istemem; Dostoyevski okumamış bir psikiyatra asla güvenemem ya da Yunus Emre bilmeyen bir matematik öğretmeni bize gerçekte bir şey öğretemez'' diyen güzellemeye ek olarak; ''Kafka okumamış bi adamla sevişilmez,Nazım Hikmet okumamış insanla dost olmaz'' diye ben bi ekleme yapmak istiyorum.
Edebiyatın hayata katacakları için, işe ilk önce best seller raflarını es geçmekle başlanmalı.Daha sonra kişisel gelişim kitapları ile durmadan''umut sizsiniz,''mutluluk elinizde,mutlu olmanın sırları''klişelirinin altını çizmek bırakılmalı.Kişisel gelişim kitapları ile ufkunuz ilerleyemez,anlık bir haz aynen tv dizileri gibi !Kelimelerin sanatlaştığı klasikleri ve edebi eserlerin güzelliğinden faydalanmak varken vaktinizi ve gözlerinizi boşa harcamayın.Kelimelerle kaliteli cümleler içinde haşır neşir olmak lazım.Misal;Julio Llamazares okumadan bu diyardan göçmemek lazım.
Okuyan ve okunan arasındaki boşluk tamamen özgürdür bu yüzden "edebiyat özgürlüktür!" der Susan Sontag.Nasıl bir özgürlük mesela?Bir romanın içine girip bir Gragor Samsa olmalı insan,3 gün kendini bir böceğin yerine koymalı,hayata bir kanepenin altından bakmalı,aç bir böcek neler hissederi kendi midesinde yaşamlı insan..Beyin ve ruhu başka bedenlere ve ruhlara sokup çıkarmalı ve bunu yaşamadan ölmemeli..Ve böyle böyle ; bir ağaç ,bazen bir köpek,bazen 3 yaşında,bazen 90 yaşında olmanın hazzına varmalı ve özgürlüğü içine çekmeli.Ama önce kitap okuyarak İNSAN olmalı.