Salı, Mart 12, 2013

Colección ma babe*


Küçükken en büyük zevkim babamın pul koleksiyonunu gizli gizli karıştırmaktı.Ulaşamamam için en zor ve yüksek yerlere saklardı ama bi şekilde onları oldukları yerden indirir ve saatlerce üzerlerini okumaya çalışırdım.Değişik ülkelerden özel yapım pulları büyüteç altına tutup babamı taklit etmeye çalışırdım.Oysa tek anladığım hayvalı pullardı,favorim ise jaguarlı ve gorilli  Afrika pullarıydı.O yaşlardan itibaren bi insanın kendi özel alanını bi yerde toplama fikri,kendi dünyasını izlerken haz alma ve sadece insanoğluna değil meraklarına olan tutkularından bir atmosfer yaratması fikri hep çok özel geldi bana.Ve koleksiyonu olan ,kendi zevklerini bi araya getiren ve hayatına bunu en keyifli şekilde serpiştiren insanlara hep merakla yaklaştım.Onları hep keşfetmek istedim,bana anlatsınlar istedim ve hattaiçten içe hepsini arkadaş belledim.

Küçük yaştan itibaren değişik koleksiyonlarım oldu.Eski kitap,eski fotoğraflar,eski dergiler,eski çanta,eski kutular ...gibi.Hepsi heyecanımdan ve tutkumdan nasiplendi ama gel gör ki ,içine girmekten en çok keyif aldığım koleksiyonum eski dergi ve kitap koleksiyonumdur.Beni belirli aralıklarla zaman  makinasına sokup çıkartan ve hep yeni kelimeler ve yüzler öğreten güzellemeler oldular.Costa Rica'nın ilk dergisini elimde tutmak kesinlikle bir taşikardi sebebidir benim için.

Ama şu var ki, tutkuların ve akabinde bu kollekte etme hissin sizi içine çektiği koleksiyonerlik yönünü de iyi organize etmek gerekiyor.Yani her duygu ve işde olduğu gibi burda da hassas bir çizgi var.Hayatınızı tamamen ele geçirmeden keyifli hale getirmesini sağlayacak yaklaşım içinde olunmasında fayda var.Hem bağlı hem de bi o kadar özgür olmak için...

Ve işin sosyal tarafları da var.Sosyal demiyelim de, insanoğlunun her boka burnunu sokma arzusu ve üstünkörü yaftasının temelini oluşturacak merak soruları diyelim.Etrafınızda bulunan insanlara bunun karşılıksız bir tutku olduğunu anlatma çabası gibi bir durum da var.''Eeee şimdi ne işine yarıycak bütün bunlar?''sorusunu 10 insandan 7'si size soracaktır ve soruyor.Onlar hep varlar ve olacaklar .Onlar; hep bu soruları soran,olması gereken gibi yaşayan(?!),sadece yiyip,uyuyup,nefes alan insan türüdür.Kendilerinden olmayan herkes 'sıyırık' olarak sıfatı yer.Bana göre;güvenlikli bir sitede evi olması için yanıp tutuşan,tek taş için duvarları yumruklayan ve kariyer için ruhunu satan insanlar ne kadar sıyırıksa,bu insanlar da onlara göre sıyırık.Anlamadığımız her şeye 'sıyırık' diyebiliyoruz,kolaylıkla hem de.Ben de diyorum bazen(önyargı,kibir ve empatisizlik pıhtısı, insanlığın beyne giden damarlarını tıkar ya ).Ama ot gibi yaşayan sıyırıklara nazaran hayattan öğrenen ve mühimsediği şeylerle çoğalan sıyırıkları tercih ediyorum.Samimi tutkuları seviyorum;bir hayvana,insana,bitkiye ve objeye.

Misal ,
The Collector
Ah babam ahh ne yaptın sen ya.Oraya bir dalarım bir dalarım 3 gün yemeden içmeden orda uyurum kalkarım.Evlatlık al hatta beni sen.Olmadı,en kötü ihtimal tozlarını alayım.Nasıl bi oda orası arkadaş?