Çarşamba, Nisan 25, 2012
cici mama
Eminönü'nde; alakasız bir sokakta, alakasız bir çıkmazda şimdiye kadar yediğim en güzel tatlıları keşfettim.Minicik 3 masalı ve bi o kadar şirin döşenmiş burası,içerisi kahve ve karamel karışımı bir şey kokuyor.2 hafta olmuş açılalı ondan buram buram hijyen havası da hakim/-(annem gibiiiiiii, çatallarda ve tabaklarda buşalık makinası çiziği var mı diye baktım tabii kiii ).Enemmmmm ,bi yer keşfetmiş olmanın gazıyla muhabbete başladım orda.Böyle küçük işletmelerin sahibinin 'hemen kankalaşma' görevini bu sefer ben üstlendim.Muhabbet biraz daha uzasaydı tüm pastaların ve tartların tarifini bile alabilirdim .Elinden geldiğince en doğru dürüst malzemeyi temin edip onlarla yapmaya çalıştığından,Salzburg'dan radikal bi kararla İstanbula geldiğini,Anneannesinin de zamanında oranın en iyi pastacısı olduğunu ve 3 kuşaktır orda pastane işlettiklerini,ve benim gibi onun da kanserojen dolu şu şeker hamurlu pastalardan nefret ettiğini konuştuk.anlattı ,konuştukkkkk,anlattı ,konuştuk!!!Herneyse çok yediğimden kalllavi bugün sadece roka ve marul yiycem.Kısacası Karatay ve Dukan diyetleri için pek uygun bir yer değil.!