....Bir şeytan vardı,ona bugün öyle geliyordu ve şeytan kendi oyunundan başka oyun tanımıyor,bizim oyunumuzu kendi oyununa dönüştüyordu,bizlerse birer rol bile olmayan kan ve yaşamdık ve ten ölüyor,ruh da sonsuza dek kör kalıyordu,amin...Hareket halindeki taksinin içinden,eli gevşettiği boyun bağında,dışarıdaki dünyaya baktı:dünkü evlerin cepheleri,dünkü meydanlar,değişmemişler,dün yanı olan sokaklar,kavşaklar,dün de gözüme çarpan devasa bir havayolları reklamı.Her şey aynı kalmış:bir tek dün değil artık,bugün.Neden her zaman bugün?Aslında gerekli miydi sorusu onu cebindeki ıslak mendil kadar rahatsız ediyordu.Yolda giderken,belli etmeden ıslak mendilden kurtulmak için camı açtı;ama cesaret edemedi.Sadakatsizlik umurunda değildi,her ikisinin de,bunu düşünmesi gerekmiyordu henüz;bunun şimdi bir geleceğe dönüşmesi,dünyadaki diğer tüm gerçeklerden biri haline gelmesi,onu rahatsız ediyordu.Biraz şaşırmıştı.Sıradan deneyimlerden geçmiş bir erkek-ne ummuştu ki?Saat daha sekiz bile olmamıştı ve kadın saçları dağınık,henüz uyurken,geceki sarılmalarla adı konmamış bir ateşle yanan dünya yeniden,hem de sarılmalardan çok daha gerçek olarak var olmuştu.Pis yeşil otobüsleri ve devasa reklamları,sokak adları,anıtları ve aklında tutmak istediği bir günün tarihiyle,hep aynı kalmış bir dünya.Oysa tarih,önemsiz olsa da,görünmese de,gerçekliğini yitirmiyordu,ıslak bir mendil gibi fırlatıp atılamıyordu.Pişman değildi hem de hiç.....
MAX FRISH/ADIM GANTENBEIN OLSUN/SYF.76
-
mininot:bu kadar darmadağan yazan, bu kadar tempolu yazan, bu kadar hiperaktif yazan yazar; bazen, beyne ve ruha çok iyi geliyor.Ona yetişmek için sağlam kondisyonlu olmak gerekiyor bu romanında.Ciğerlerimize sağlık Gantenbein!!!