Pazartesi, Nisan 23, 2012

yahut ben de*

......''Günler geçtikçe(özellikle de karın,tükenmez buz ve su sarmalı gökleriyle hayatımıza baskın düzenlediği günden beri),Sabrina giderek derin bir bezginliğie ve sessizliğe daldı.Varlığıma tamamıyla kayıtsız,ateşin yanında oturarak ya da ufak pencereden boş sokağı seyrederek saatler geçiriyordu.Evin içinde bir gölge misali sürüklendiğini görüyordum.Bakışlarının soğuk mesafesini nasıl yaracağımı,ya da hem beni hem tüm evi ele geçirmekle tehdit eden sessizlik ağını nasıl kıracağımı bilemeden,alevlerin açtığı fonu çnündeki gözlerini izliyordum gizlice.Sanki kelimeler birden tüm anlamlarını,tüm önemlerini yitirmiş,sanki ateşten çıkan duman,aramızda yüzlerimizi iki yabancının yüzüne çeviren geçitsizbir perde oluşturmuştu.Kar yüzünden içeri tıkılıp onun karşısında otururken,gecenin uykusuz,azaplı ıssızlığyla beslenen kasvetli,bulanık bir uyku haline girerdim,yahut ben de,içinde karaçalı dallarının ve onlarla birlikte anılarımın da yandığı,yangınlı ormanı seyretmeye dalarak saatlerce otururdum.Fakat ,bazen uluyan sessizlik o kadar gür,o kadar derin oluyor ki,daha fazla dayanamayıp mutfaktan ayrılmak zorunda kalıyor ve verandanın karanlığında köpeğin daha insancıl bakışlarını arıyordum.''
JULIO LlAMAZARES/SARI YAĞMUR/SYF.25
mininot:uzun zamandır bu kadar güzel bir çeviriye ağzımın suları akmamıştı.Türkçesi:İnci Yankı