Perşembe, Kasım 15, 2012

'hergün hangi kötü habere uyanacağız' çocuklarına gelsin:


Gergin coğrafyanın gergin çocuklarıyız biz.Kendi iç sorunlarımız hepimizin hücrelerine kadar işlemiş haldeyken, civar ülkelerin sıcak hatlarının da ya figuranı yada jön başrol aktörüyüz.Ne kadar haberlerden kaçarsan kaç sen bu coğrafyaya aitsin.İstersen apolitik ol istesen eve gazete sokma veya tv'de tüm haberleri zapla..istediğini yap,olmaz!Bi şekilde her olay ışık hızıyla bizlere yansıyor;çocuklara,yaşlılara ve tüm sokağa.İster istemez o hep aktif gündem,hep'sıcak haber'li alttan akan tv bantları ve 'inanamıyorum yaa'dedirten son dakikalar üzerimize tonlarca yük yüklüyor.Ve bir Türk olarak alıştık mı bu duruma?Yeni bir alışmışlık değil aslında bu, genlerimiz zaten -gündem gerginliklerine- alışık.Dedelerimizden babalara ve ordan bizlere doğal bir  devir-teslim diyebiliriz.
Hayatımız ne kadar güzel olursa olsun,sıfır sorun ortalamasıyla yaşamayı becerebilelim veya hiç işimiz olmasın olan bitenle ,yine de olmaz.Nasıl yansımaz bize?Bitki örtüsüne bile yansıdığına eminim.
Misal,öğlenden sonra bildiğiniz çöktüm.Kendi kendime konuştum.Bildiğiniz bombalıyor ülkeler birbirini.Bize burdan kulağa surreal ama ya orası?
Derken hayat garip şekilde akıyor.Daha demin İbrahimoviç'in golünü izledim youtube'den,kocaman bi narı tek başıma yeme başarısına imza attım.Hayat akıyor.Gergin ama gündelik akışkan.
'Nasıl bir gündeme uyanıcaz acaba?'sorusu hep baki.(Türklerin beyinciğinde bu soruya ait bir kesecik oluştuğuna inanıyorum artık)
Cezaevlerinden veya Gazze'den gelen kötü bi habere uyanmak istemediğim kesin.