Taksim'in göbeğinde bir ev .
evin tarifi şöyle ; kıçını The Marmara'ya dön,memeleri AKM'ye çevir ve burnunun dikine ilerle , ha işte orda !
ilerliyoruz ...
apartman girişinden belli ediyor kendini ;
bizi bekleyen şeyin güzel olacağının farkındaydık !
kapı açılır açılmaz atıyorum kendimi eve *
hemen bakınıyorum
kapıyı açan kadın garip göz hareketleri ile bakıyor !
evet burası kesinlikle bir çekim platosu *
dakka bir,ben kararı veriyorum !!!
Sebla, koş koridora bak ,
zeminde ki taşlara bak !!
elim çenemde düşündüm;bu avize kaç seneliktir?neler görmüştür?
kimleri aydınlatmıştır?kaç ampül patlatmıştır?
peki şimdi beni nasıl aydınlatacaktır; mesela bundan nasıl fon oluşur ?kütüphane hangi açılardan kullanılmalıdır ?
aralarda Sebla ile fısırdaşıyoruz,
bu ev bizim olsa diye :
ooo burası Taksim'in göbeği haftasonu bütün millet yığılır,yaşanmaz burda.
yaşanır kızım delirme!
hem bu kadar devasa ev temizlenmez ,
3 kadın tutman lazım,iflas edersin .
kendin temizlemeye kalksan 3 saatte viladası biter .
anlıycağanız odur ki ;bizim olamayan evin derdi bizi gerdi gündüz gündüz !!!!
giriş duvarını boydan boya kaplayan yağlı boya çalışma var !
kedi var huzur var!!!
ev var ev var !!!
